Yüksekova'da üç asker sokak ortasında vurularak öldürüldü, bunun üzerine HDP Kars'ın Kağızman ilçesinde üç PKK yanlısının 23 Ekim'de öldürüldüğünü ve sonra da bu ölümlerin geldiğini hatırlatan bir açıklama yaptı. Van'da polis lojmanına ateş edildi, Dersim'de kum taşıyan kamyon yakıldı, yine Dersim'de bir PKK mezarlığı açmak isteyenler nedeniyle şehre giriş çıkışlar yasaklandı. Bu olayların tümü son iki güne ait. Kobani bahane edilerek sokaklar kana bulandıktan sonra Öcalan'ın barış çağrısı, HDP'nin toparlayıcı mesajları, heyetin İmralı ziyareti, hükümetin çözüm sürecine ivme kazandıracak açıklamaları hatta İmralı'da Kandil'den gelecek bir ismin dahi olacağı bir sekreterlik oluşturulması gündemde.
Neler oluyor? Bir yandan Öcalan çözüm konusunda kararlı mesajlar verirken diğer yanda HDP açıkça üç şehitle ilgili 'üç PKK yandaşının ölümüne misilleme' gibi algılanan provokatif bir açıklama yapıyor. Çözüm süreci ile ilgili 6-7 Ekim olaylarından önce bir yol haritası çıkarıldığı, bunun Öcalan tarafından da onaylandığı hem hükümet hem de HDP'den Pervin Buldan tarafından onaylanırken yine HDP'nin eş başkanı Figan Yüksekdağ ve Sırrı Süreyya Önder tarafından yalanlanıyor. Taraflar arasında bir güvensizlik, bir tıkanma olduğu açık. Çözüm sürecinin zor bir dönemeçten geçtiği de öyle…
Bu tıkanıklığı aşmak ve PKK'nın yeniden silaha sarılma eğilimini boşa çıkarmak için atılacak adım daha fazla şeffaflaşmaya gitmek olmalı. Hükümet yol haritasından bahsediyor örneğin. Öcalan'a da giden ve onaylandığı söylenen 6 satırlık olduğu iddia edilen bu yol haritası neleri içeriyor örneğin? Kim ne zaman hangi adımları atacak? Tüm bunlarla ilgili kamuoyunu bilgilendirmek çok önemli, zira Yüksekova'daki saldırı ve diğer gelişmeler Türk kamuoyunu çözüm sürecine desteğini çekmek, PKK kamuoyunu da sürecin tıkandığı yolunda ikna etmek için zorluyor adeta. Bu oyunu bozmak için sürece daha fazla asılmak ve adımları hızlandırarak iletişim kanallarını açmak şart. Başbakan Davutoğlu'nun Yüksekova saldırısının ardından yaptığı açıklama neyse ki bu yönde. Davutoğlu bu saldırının çözüm sürecine kararlılığı engellemeyeceğini, öte yandan bir misilleme imasının kabul edilemez olduğunu söyleyerek hem Türk hem Kürt kamuoyuna doğru mesajları verdi. Dileğim hükümetin bu kararlılıktan vazgeçmemesi. Zira bu kararlılık sürerse provokasyonlar marjinalleşecektir. Önemli olan adımları hızlandırmak ve taraflar arasında derhal güven tesis etmek. Tabii bunun için PKK'nın üzerine düşeni yapması, şantajcı ve tehditkar politikalarına son vermesi şart…