Ara seçimlere yönelik kampanya döneminin son günlerinde, dikkatler bir anda dış politikayla ilgili bir konuya odaklandı. İlginçtir ki, ABD'deki birçok çevre ile uluslararası toplumun gözlerini İran yaptırımlarına çevirmesinin sebebi bu kez durumun aciliyeti değil, Başkan Donald Trump'ın geçtiğimiz Cuma günü bu yaptırımlarla ilgili mesajını iletme şekliydi. Trump, popüler TV dizisi Game of Thrones'u anımsatan sözcükler ve sembollerle dolu, tam ortasında tek başına duran bir figürün –yani kendisinin – bulunduğu bir görsel içeren tweet attı. Böylece uluslararası topluma, İran'a yönelik yaptırımların 5 Kasım Pazartesi günü devreye gireceğini bildirdi. Tweet kısa sürede hızla yayıldı. Diziyi yayınlayan HBO, Başkan Trump'ın diziyle ilişkili ifadeleri kullanmasından duyduğu rahatsızlığı dile getirdi. Bunun hemen ardından da İran Devrim Muhafızları komutanı Kasım Süleymani, Trump'ın tehditlerine yine aynı diziden alınmış görseller ve ifadelerle cevap verdi. Yaptırımların başlayacağını duyurmak için bu görseli kullanma fikrinin kimden çıktığı henüz belli değil. Ancak sonuçta istenen caydırıcılık gücü değilse de kamuoyunun ilgisi sağlanmış oldu. Yine de başkanın bir kahraman olarak tasvir edilmesinin ABD seçmeninin oylarına nasıl yansıyacağını göreceğiz.
Süper kahramanlar ve onların süper güçleri, bir kez daha Amerikan kamuoyunun gündemine oturdu. Amerikan popüler kültüründeki hayali süper kahramanların çoğu, kriz dönemlerinde ortaya çıkmıştır. Bu kahramanların hasımları her zaman hayali kötü karakterler olmayıp, gerçek dünyada tehdit olduğu düşünülen unsurlardır. Süper kahramanların en meşhuru olan Süpermen'in, dünyanın yeni bir savaşa hazırlandığı Büyük Buhran sonrası dönemde ortaya çıkması tesadüf değildir. Kaptan Amerika da aynı dönemde, II. Dünya Savaşı'nın tam ortasında belirmiştir. Bu iki kahraman, sırasıyla Nazilere ve Komünistlere karşı savaşmıştır. Süpermen'den kısa bir süre sonra ortaya çıkan Batman bile, Napolyon benzeri bir karakterle savaşmış ve nükleer malzemeleri çalmak isteyenlerle mücadele etmiştir. Bu kahramanlar kimi zaman milliyetçi ve yurtsever duyguları körüklemiş veya üstünlük ve hamaset duygularını tatmin etmiştir. Amerikan halkını etkileyen bu süper kahramanlar, ABD halkını ve bazı durumlarda da uluslararası toplumu kendi bayrakları etrafında toplamaya çalışır. Ancak iç siyasete ilişkin siyasi eğilimlerini yansıtmaktan kaçınır, Amerikalıları bir tehlike karşısında birleştirmeyi amaçlar ve umut ile iyimserlik aşılarlar. Kaptan Amerika, Watergate Skandalı ve Vietnam Savaşı sırasında bile yeni ve farklı bir bakış açısı getirmeye çalışmıştı. Sonradan, aralarında Rambo ile Rocky'nin de olduğu film kahramanları, Amerika'ya benzer bir güven ve iyimserlik aşılamaya çalışmıştı. Devletin üst makamlarında bazı basiretsiz kişiler olsa da doğru düşünüp harekete geçenler her zaman çıkmıştır. Sonraki yıllarda, "Zor Ölüm" serisinde John McClane ve "Görevimiz Tehlike" serisinde Ethan Hunt da aynı şekilde hareket etmişti. Bunları kahraman yapan şey, sergiledikleri cesaret ve adanmışlık ile sahip oldukları ahlaki pusula idi. Gerek Amerikalıların gerekse yabancı izleyicilerin sevdiği bu kahramanlar, yapımcılarına milyonlarca dolar kazandırdı.
Amerikan halkının son yirmi yılda yaşadığı travmalar bazen, insanlara 1920'lerdeki hızlı büyüme döneminden sonra gelen sıkıntılı zamanları hatırlatıyor. Büyük Buhran ile Pearl Harbor saldırısı, süper kahramanların dağıtmaya çalıştığı bir karamsarlık yaratmıştı. 11 Eylül saldırıları, Irak Savaşı ve 2008 ekonomik krizi, ABD'de farklı bir süper kahraman ihtiyacı doğurdu. Deniz aşırı müdahalelerin yarattığı yorgunluk ve strateji eksikliği, gelecekle ilgili kafa karışıklığına yol açtı. Ayrıca iç ayrışma ve siyasi kutuplaşma ile birlikte ABD kurumlarına olan güvenin azalması, ABD yönetimlerinin mevcut yapıyı reforme etmesini güçleştirdi. Bütün bu meseleler, bir süper kahramandan daha fazlasını gerektiriyor. Son dönemdeki birkaç dış politika krizinde, dış güçlerin veya yabancı rakiplerin milli birlik sağlayamadığını gördük. Dolayısıyla, bu sorunları ne film posteri benzeri görseller ne de süper kahramanların yeniden canlandırılması çözebilir. Seçimlerin ardından, bu krizlerden çıkış yolu olup olmadığını göreceğiz. Bu arada uluslararası toplum, ABD siyaseti ve dış politikasının geleceği hakkında iyice endişeleniyor.