Hemen her ABD başkanı, Washington ile Rusya arasındaki ilişkileri gözden geçirip bu ilişkilere yeni bir yön vermeyi vadetmiş, istemiş yahut hayal etmiştir. Fakat göreve başlayıp da ikili ilişkilerin gidişatını değiştirmeye giriştiklerinde, bu işin hiç de düşündükleri kadar kolay olmadığını görmüşlerdir. Son üç yılda iki farklı başkan, Rusya ile ilişkilere yeni bir yön vermeye çalıştı. Hatta Başkan Barack Obama, Rusya'yla ilişkilerde yeni bir sayfa açmak için gayet iddialı bir politik açılım başlattı. O dönemde, iki ülkenin üst düzey diplomatları "beyaz bir sayfa açma" konusunda anlaşırken, başkanlar da rahat bir ortamda beraber sosisli sandviç yiyerek kamuoyuna yaklaşan değişimin işaretini vermişti. Bu gelişmeyi memnuniyetle karşılayan aydınlar ve eski karar alıcılar, ikili ilişkilerin düzelmesinin her iki ülkenin de yararına olacağını vurgulamıştı. Örneğin, ABD eski ulusal güvenlik danışmanı Zbigniew Brzezinski "Stratejik Vizyon" adlı kitabında, Rusya'nın Batı blokunun parçası olabilmesi için ABD-Rusya ilişkilerine yeni bir şekil verilmesi gerektiğini savundu. Ancak söylem düzeyinde ilerleme yaşanan bu balayı fazla uzun sürmedi ve ilişkiler kısa sürede bozulmaya başladı. Suriye konusundaki anlaşmazlıklar, Edward Snowden vakasının yol açtığı gerginlik, Ukrayna krizi ve Obama ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in kimyasının uyuşmaması, yeni bir başlangıç yapmayı engelledi ve ilişkilerde kriz çıktı. Obama yönetiminin son günlerinde Rus diplomatların ABD'den sınırdışı edilmesiyle, ilişkilerdeki en ciddi krizlerden biri patlak verdi.
Bu köşede daha önce de bahsettiğim gibi, Trump daha seçim kampanyasından itibaren, ABD-Rusya ilişkilerinin düzelmesi konusunda hep tutarlı oldu. Ne rakibi Hillary Clinton'un Putin'in kuklası olduğuna dair kendisine yönelttiği eleştiriler ne de seçim kampanyasında görev alan isimlerle Rusya arasındaki kirli ilişkilere dair söylentiler, Trump'ı bu tutumundan vazgeçiremedi. Özel yetkili savcı Mueller'in soruşturması, medyada çıkan haberler ve ulusal güvenlik danışmanını kısmen Rusya'nın ABD büyükelçisiyle olan ilişkileri yüzünden görevden almak zorunda kalması, Trump'ın bu konudaki kararını değiştirmedi. Trump sürekli olarak, ABD ve Rusya'nın birlikte çalışabileceğini vurguladı ve Putin ile arkadaş olabileceklerini belirtti. Yakın zamandaki Helsinki Zirvesinin, Trump'ın Rusya ile yakınlaşmasında bir dönüm noktası olması bekleniyordu. Ama zirve sonrasındaki basın toplantısında yaşanan tartışma, bunun ne kadar zor olduğunu gösterdi.
Trump'ın performansı ve ABD istihbaratının bulgularına ilişkin açıklamaları, devlet kurumlarının tepkilerine yol açtı. Mesela ABD Ulusal İstihbarat Direktörü Dan Coats, Rusya'nın 2016'daki ABD başkanlık seçimlerine müdahale ettiğine yönelik sağlam kanıtlar olduğunu tekrar vurguladı. Coats'ın açıklamalarını, Kongre üyeleri ile eski karar alıcıların Trump'ın beyanlarına dair tepkileri izledi. Hatta medyadaki haberlere göre, Trump yönetiminden bazı isimler bile öfke ve şaşkınlık içindeydi. Trump ABD istihbaratının bulgularına ilişkin sözlerini sonradan düzeltse de, birbiri ardına attığı tweet'ler Rusya'nın etkisinin sürdüğü şeklinde yorumlandı.
Yukarıda bahsedildiği gibi, Rusya'yla ilişkileri düzletmeye çalışan birçok ABD başkanı olmakla birlikte, Trump'ın girişimini daha öncekilerden ayıran iki unsur var. Birincisi, Trump'ın ekonomi ve güvenlik alanlarındaki Transatlantik ilişkilere yaklaşımı çoğu kişi için sorunlu. Zira Washington'ın Avrupalı müttefiklerinden uzaklaşırken Rusya'ya yakınlaşması, politika değişikliğinden ziyade eksen kayması olarak yorumlandı. Trump'ın hem Kanada'daki G-7 toplantısında hem de Belçika'daki NATO zirvesinde Avrupalı müttefiklerine yönelik tavırları, ABD'nin müttefiklerinden gittikçe uzaklaştığının kanıtı olarak görüldü. Bu bağlamda, Rusya'yla yakınlaşma Trump'ın asıl amacına ilişkin kuşkulara yol açtı. İkinci olarak, Rusya'nın ABD'nin iç işlerine karışmasıyla ilgili endişelere rağmen Trump'ın bu ülkeyle yakınlaşma girişimleri, başkan ile ABD'nin güvenlik teşkilatları arasında gerginlik yarattı. Trump'ın bizzat kendisi soruşturma altında olmasa da, eski yardımcılarının Rusya'yla bağlantılı kişilerle ilişkilerine dair suçlamalar, Rusya'yla bir girişim başlatmayı imkânsız kıldı. Hal böyleyken, iki ülke arasındaki muhtemel bir işbirliğinin destek görmesi çok zor. ABD kurumlarından ve dış ilişkilerden kaynaklanan baskılar devam eder ve Trump bu ikisini dengelemenin başka bir yolunu bulamazsa, Moskova ve Washington politika koordinasyonu gerektiren en temel konular üzerinde çalışmakta bile zorlanacaktır.