27 Ağustos tarihli The New York Times gazetesinde, Thomas Shanker'in Amerikan silah sanayinin küresel konumu ile ilgili önemli bir makalesi vardı. (US Foreign Arms Sales Make up Most of Global Market) Her yıl geleneksel olarak Amerikan Kongresi Araştırma Servisi'nin Amerikan Savunma ve Silah Sanayi ile ilgili hazırladığı rapor bu yıl Richard F. Grimmett ve Paul K. Kerr tarafından hazırlanıp 24 Ağustos'ta Kongre'ye sunuldu. Rapora göre, Amerikan tarihinin en büyük silah satışı ve satışlardaki en yüksek oransal artış 2011'de yaşanmış. Zira ABD, 2011'de 2010 yılında sattığının 3 katından daha fazla silah satışında bulunmuş dünya ülkelerine. Rapora göre, 11 Eylül olayları, ABD'nin Irak ve Afganistan'ı işgalinden bu yana kademeli olarak ABD'nin dünya ülkelerine olan silah satışları da artmış görünüyor.
Zira 2004-2007 döneminde dünya silah satışlarının %31'i ABD tarafından gerçekleştirilmişken bu oran 2008-2011'de % 56'ya kadar çıkmış. 2011 yılında 66,3 milyar dolarlık silah satışı ile ABD, dünyadaki toplam silah satışlarından %79'luk pay alarak çok açık ara birinci konumda. 2011 yılında dünya piyasalarında toplam 85,3 milyar dolarlık silah satışı gerçekleşmiş. ABD'nin 2010 yılında dünya silah satışlarındaki payı %44 iken 2011 yılında bu oran %79'a çıkmış. Rapordan görünen o ki, ABD'nin silah satışlarındaki aşırı artış en çok Rusya'yı olumsuz etkilemiş. Zira Rusya'nın 2010 yılında dünya silah sanayindeki payı %24 iken 2011'de bu oran %6'ya kadar düşerek AB ile aynı konuma gelmiş. Zira AB de Rusya'dan sonra ABD silah satışlarından payını alan en büyük 2. oyuncu olmuş. 2010 yılında dünya silah sanayindeki payı %15 olan AB, 2011'de ancak %6'lik bir pay elde edebilmiş.
Rusya'nın silah satışlarındaki hem oransal hem kantitif azalmada şüphesiz Arap Baharı ciddi bir faktör. Zira çok uzun yıllardır ta Sovyetlerden bu yana Rusya'nın en büyük müşterilerinden olan Suriye ve Libya'daki karışıklıklar ve bazı askeri anlaşmaların askıya alınmış olması önemli. Öte yandan ABD'nin silah satışlarındaki artışta İran'ı sebep göstererek başta Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Umman gibi Körfez Ülkeleri'nin çok büyük miktarlarda silah alımları yapmış olmaları dikkate değer. Zira rapora göre ABD'nin silah satışlarının 2010 yılında 21,4 milyar dolardan, 2011 yılında 66,3 milyar dolara sıçramış olmasında Basra Körfezi'nde, ABD ve müttefikleri ile İran arasındaki gerilimin geçen her gün artıyor olmasının önemli bir payı var. İran'ın gerilimin her arttığı noktada, ABD'yi olası bir çatışma anında Hürmüz Boğazı'nı kapatıp dünya petrol fiyatlarını ve dolayısıyla dünya ekonomisini altüst edeceği tehdidinde bulunması boğazdan dünya piyasalarına petrol pompalayan Körfez Ülkeleri'ni olası kriz anına hazırlanmaya itmiş görünüyor. Zira Suudi Arabistan 84 adet geliştirilmiş F-15 savaş uçağı satın alıp, filosunda mevcut bulunan 70 adet F-15 savaş uçağını da son teknoloji ile yenileyip, 36 adet AH-64D Apache Longbow saldırı helikopterleri ve 24 adet UH-60L Black Hawk savaş helikopterleri, birçok askeri teçhizat ve mühimmat alımı yaparak ABD'ye 2011'de 33.4 milyar dolarlık kaynak aktarımında bulunmuş.
Birleşik Arap Emirlikleri, savaş başlıkları taşımayıp kinetik enerji ile çalışan, Scud füzelerini dahi imha gücü bulunan THAAD (Terminal High Altitude Area Defense) anti füze sistemleri ve radarları, 16 adet CH-47F Chinook helikopterleri; Umman ise 18 adet F-16 savaş uçağı alımı gerçekleştirmiş. Körfez Ülkeleri dışında 2011 içersinde Hindistan 10 adet C-17 kargo uçağı, Tayvan ise Patriot antifüze bataryaları satın alarak ABD ile önemli askeri anlaşmalara imza attırmışlar.
baha.erbas@usasabah.com