Amerikan Dışişleri Bakanlığı ve dış teşkilatlarına ait kriptoları yayınlayarak dünyanın gündemine gelen Wikileaks, geçtiğimiz hafta Teksas merkezli özel istihbarat ve güvenlik şirketi ve aynı zamanda bir düşünce-araştırma kuruluşu olan STRATFOR'un 2004-2011 dönemine ait 5 milyondan fazla gizli e-postasını yayınlayacağını duyurdu. Açıklamanın ardından STRATFOR'a ait 167 e-postayı kamuoyu ile paylaşıldı.
WikiLeaks'ten yapılan açıklamalarda, Temmuz 2004-Aralık 2011 döneminde STRATFOR'a ait e-postaların "STRATFOR tarafından kullanılan bilgi ağlarını, kara para aklama tekniklerini, psikolojik yöntemleri ve meşru olmayan yollarla elde edilen gizli bilgi kaynaklarını ve istihbari faaliyetleri" ortaya koyacağı ifade edildi. Wikileaks, açıkladığı belgeler aracılığı ile "özel istihbarat şirketleri ile devlet arasında nasıl kirli bir bağ bulunduğunu ortaya koymayı hedeflediğini" belirtti. Wikileaks'e göre, STRATFOR'un başta ABD Dışişleri Bakanlığı, İç Güvenlik Bakanlığı, Savunma Bakanlığı İstihbarat Başkanlığı, Deniz Kuvvetleri ve Piyade Komutanlıkları başta olmak üzere, ABD ve dünyanın hemen her ülkesinde birçok resmi ve özel müşterileri bulunuyor.
Aslında, Wikileaks'in STRATFOR'un müşteri ağını ifşa etmesi bir yerde önem arz etmiyor. Çünkü 1996 yılında kurulmuş olan STRATFOR zaten sadece bir think-thank kuruluşu olarak değil aynı zamanda kuruluşundan bu yana hem resmi kurumlar hem de özel şirketler için dünyanın herhangi bir yerinde istihbarat toplayıp ilgili müşterisi ile paylaşan özel bir güvenlik ve istihbarat şirketi. Zaten STRATFOR da kendisini "Ekonomi, jeopolitik-dış politika ve güvenlik konularında uluslararası faaliyetlerde bulunan ve stratejik istihbarat toplayan bir kuruluş" olarak tanımlıyor. Wikileaks'in yayınladığı ilk belgelerden yola çıkarsak STATFOR e-postalarının, kamuoyunda açıkça konuşulup tartışılmayan fakat ilgili çevrelerde bilinen yarı-mahrum bilgiler içerdiği görünüyor. Nitekim birkaç gün evvel yayınladığı belgelerde Wikileaks, "STRATFOR'un Usame Bin Ladin'in uzun yıllardır Pakistan istihbaratı ile irtibatta olduğundan haberdar olduğunu, STRATFOR e-postalarında Pakistan İstihbarat Servisi'nden bazı şahısların devamlı Bin Ladin ile görüştükleri ve Pakistan İstihbarat Servisi'ne durumu rapor ettiklerinin ifade edildiği" iddiasında bulundu.
Her şeyden evvel STRATFOR'un Washington'da Amerikan makamları nezdinde itibar edilen önemli bir kuruluş olduğu yıllardır biliniyor. Bu sebepten dolayı da bazı çevreler STRATFOR için 'Gölge CIA' tanımlaması yapıyor. Açıkçası Wikileaks'in STRATFOR'un müşterileri arasında ABD Dışişleri Bakanlığı, Savunma Bakanlığı İstihbarat Servisi gibi çok önemli kurumların bulunduğunu duyurması kimseyi şaşırtmamış olsa gerek. STRATFOR'un hem akademisyen ve araştırmacılar hem de devlet(devletler) nezdinde bu önemi hak edecek kadar profesyonel ve ciddi bir kuruluş olduğunu da itiraf etmek gerek. İşin istihbarı yönü bir tarafa, STRATFOR Amerikan Dış Politikası açısından hassas önem arz eden bölgeler hakkındaki jeopolitik analizleri ve raporları ile bu ülkelerde sağlam bilgi ağlarına sahip olduğunu halka açık olan ve herkesin takip edebileceği haftalık raporları ile de gösteriyor.
STRATFOR'u kuran ve hala başkanlığını yürüten Prof. Dr. George Friedman geçmişi itibarıyla da bu konularla çok içli dışlı ve iyi bir akademisyen. Macaristan asıllı Yahudi bir ailenin çocuğu olarak Macaristan'da doğan ve çocuk yaşta iken ailesi ile beraber ABD'ye göç eden Friedman akademik dünyada istihbarat, savaş teknikleri, askeri teknolojiler ve hepsinden önemlisi derin bir Doğu Avrupa-Rusya uzmanı olarak biliniyor. 1991'de Sovyetler Birliği dağılana kadar Friedman'ın çalışmalarının hedef alanı Doğu Avrupa Ülkeleri ve Doğu Avrupa'nın Amerikan-Rus ilişkileri üzerine etkileri idi. Bu konularla ilgili olarak Amerikan Harp Akademileri'nde, Dışişleri Bakanlığı'nda, Pentagon'da, RAND Corporation'da uzun yıllar dersler verdiği biliniyor.
Fakat hadiseye uluslararası boyut katan nokta, Bush Dönemi'nden bu yana Washington'ın hayata geçirmek isteyip bir türlü başaramadığı Doğu Avrupa Füze Kalkanı projesi ile ilgili. Malum 2011'de Füze Kalkanı'nın ana üssünün Polonya olacağı, Romanya, Almanya ve Türkiye'nin de projeye dâhil oldukları resmi olarak açıklandı ve Polonya'da çalışmalar başladı. Rusya ise geleneksel olarak bu girişimi protesto ediyor ve girişimin gerekli cevabı Rusya'dan alacağı tehdidinde bulunuyor. ABD'nin Doğu Avrupa Füze Kalkanı Projesi ile ilgili, her ikisi de Doğu Avrupalı asıllı olan, George Friedman'ın ve Başkan Obama'nın da ilk zamanlarında dış politika danışmanlığını yapan ünlü stratejist-Carter Dönemi Ulusal Güvenlik Başdanışmanı Zbigniew Brzezinski'nin özel çabaları olduğu, hem Brzezinski'nin hem de Friedman'ın Washington'da bu konuda uzun yıllardır çalışmalar yaptıkları ifade ediliyor. Nitekim Georgetown Üniversitesi'nde benim de katılma fırsatı bulduğum bir konferansta sorulan bir soru üzerine Brzezinski açık bir şekilde "Polonyalı üst düzey yetkililerin füze kalkanı ile ilgili kendisinden yardım istediklerini" ifade etti. Friedman da sık sık bu bölgeleri ziyaret ediyor, füze kalkanı konusunda hem Doğu Avrupa'da hem Washington'da bir takım faaliyetlerde bulunuyor. Doğu Avrupa ülkelerinde en üst düzey yetkililerle devamlı görüşmeler yapıyor. Hatta Türkiye'nin de dahil olduğu son seyahatine (Polonya-Romanya-Ukrayna-Türkiye) dair gözlemlerini de STRATFOR web sayfasında ülke ülke yazmıştı. STRATFOR'un yayınladığı ve Friedman'a ait olan The Next 100 Years (Gelecek Yüzyıl) adlı kitabında da Friedman, Doğu Avrupa ve özellikle Polonya'nın stratejik önemi üzerinde duruyor. Friedman'ın gelecek yüzyılda büyük yükseliş yaşayacak ülkeler listesine Brezilya, Türkiye, Hindistan, Meksika'nın yanına Polonya'yı da sıkıştırması Polonya'nın sahip olduğu ekonomik-sınaî-teknolojik üstünlüklerinden dolayı değil, Polonya'nın ABD için hem Rusya hem AB-(Almanya) karşısında yaratacağı avantaj ve stratejik öneminden dolayıdır. Füze Kalkanı'nın Polonya'ya katacağı önemin kibar hali ile ifadesidir /(öngörüsüdür).
Zihinlere gelen soru Wikileaks'in neden STRATFOR'u hedef olarak tayin ettiğidir. Eğer bu bir operasyon ve STRATFOR da bu operasyonun bizatihi gizli bir parçası ise bu operasyonun hedefinin ne olduğu bu süreçten sonra STRATFOR'un herhangi bir politika değişikliğine gidip gitmeyeceği ile, ifşa edilecek e-postalar yoluyla verilecek mesajın ana teması veya kamuoyunda oluşacak yeni STRATFOR algısının STRATFOR'u nerelere götüreceği ile ölçülebilir. Yok! Olaylar tamamen STRATFOR'un dışındaki irade merkezlerince yönetiliyorsa bu STRATFOR'un çalışma çerçevesinin uluslararası boyutları-etkileri ve bunun Washington'daki tesirleri ile ilgilidir.