Rusya ve Almanya arasındaki ilişkiler, büyük güçlerle olan ilişkilerini derinden etkileyebilecek potansiyel ve stratejik zemine sahip olması bakımından, geleceğin dünyasını ve büyük güçler arasında Avrasya'daki güç mücadelesini direkt etkileyebilecek konumdadır.
Bu geçmişte de hep böyle olmuştur. Fakat Berlin Duvarı yıkılıp Doğu ve Batı Almanya'nın birleştiği, Varşova Paktı ve Sovyetler Birliği'nin tarih sahnesinden tasfiye olduğundan bu yana geçtiğimiz 20 yıldaki Almanya-Rusya ilişkileri çok farklı şekilde değişip gelişiyor. Bugün geldiğimiz noktada Almanya, Rusya ile olan ilişkilerine belki de hiçbir AB üyesi ile olan ilişkilerinde olmadığı kadar ehemmiyet gösteriyor. Rusya da Almanya ile olan hem ticari ilişkilerinde hem de enerji, güvenlik ve savunma gibi dış politikayı yakından etkileyen konularda aynı titizliği gösteriyor. Immanuel Wallerstein'ın da yazdığı gibi Rusya, Avrupa ile ve özellikle Almanya ile geçen her gün biraz daha yakınlaşıyor.(Immanuel Wallerstein yazdığı "Western Europe and Russia - Coming Together"(Batı Avrupa ve Rusya Bir araya Geliyor) başlıklı enfes makale hala zihinlerimizdedir. Bu çerçevede en son Almanya-Fransa-Rusya Troykası geçtiğimiz yıl Ekim ayında Deauville'de yapıldı.
Aslında, Soğuk Savaş kapanırken hem Kohl hem de Gorbaçov, Almanya ve Rusya'nın birbirlerine olan ihtiyacının farkında idiler. Ama aynı zamanda her iki gücün yakınlaşmasının limitlerinin taraflar ve diğer büyük güçlerce iyi tanımlanamaması ya da daha farklı noktalara ulaşması halinde ise kazananı olmayan bir oyun (zero-sum game) olacağı da her iki kesimin kamuoyunda baskın bir görüştü ki bugün de hemen hemen böyledir. Bu noktadan hareketle 1990'da Kafkaslarda Gorbaçov ile görüşen Kohl "Gorbaçov ve ben bu tarihi görevi yerine getireceğiz" demişti. O günden bu zamana hem bölgede hem iki ülke arasında çok şeyler değişti. 1990'larda Kohl, Alman kamuoyunu iknaya çalıştı. Gorbaçov'un Doğu ve Batı Almanya'nın birleşmesinde oynadığı rol ve Almanya'nın NATO üyeliği konusundaki tutumu ilişkilere zemin hazırladı. Bir Doğu Almanyalı olan Şansölye Merkel'in partisi ise zaten hep Rusya ile ilişkileri destekledi.
Bugün, tükettiği doğalgazın %92'sini ithal eden bir Almanya açısından Rusya büyük ve vazgeçilemez bir enerji tedarikçisidir. Almanya'nın küresel hedef ve vizyonu adına vazgeçilmez gördüğü Hazar ve Orta Asya için açılan tek kapısı Rusya'dır. Almanya'nın gelecekte de izleyeceği anlaşılan "Çok Taraflı Dış Politika" stratejisi çerçevesinde, Rusyasız bir denklem kurabilmesi imkânsızdır. Gelecekte Rusya'yı sermayesi ile tahakküm altına alabilecek bir Almanya'nın Rusya üzerinden İran ve Orta Asya'ya yayılması olamayacak bir senaryo değildir ve Almanya bunun bilinci ile hareket etmektedir. Bunun dışında savunma ve güvenlik gibi konularda da Almanya'nın Rusya'yı göz ardı etmesi imkânsızdır. 2008 yılında Almanya'ya ait askeri gözlem ve keşif uydusunun yine 2010 yılında da Tandem-X uydusunun Rusya'dan uzaya fırlatıldıkları unutulmamalıdır.
Rusya açısından Almanya ise Batı sistemine dâhil olabileceği en güçlü kapı gözükmektedir. Ekonomisi tamamen ihracat üzerine kurulu ve hem ekonomik hem teknolojik olarak Rusya'nın çok ilerisinde olan bir Almanya, Rusya için en yakınındaki en büyük çekim merkezidir. Rusya'nın hedefi, bir taraftan Almanya'dan teknoloji transfer ederken diğer yandan da ucuz işgücünün de vereceği avantajla Alman firmalarının uzun vadeli yatırımlarını Rusya'ya yönlendirmek ve bu arada enerji tedarikinde Almanya'da elde ettiği en büyük tedarikçi konumunu sürdürebilmektir. Bugün Rusya'da faaliyet gösteren 4600 firması ve yaklaşık 40 milyar Euro'ya varan ticaret hacmi ile Almanya, Rusya'nın en büyük ticaret ortağıdır. Aslında Rusya'nın kısa vadede lehine gördüğü bu ekonomik durumun uzun vadede aleyhine işleyecek bir sürece yol açabileceği de aşikâr bir gerçektir. Rusya açısından dünya ekonomisine eklemlenmek ve birliğe girmeden Avrupa ile bütünleşmek adına Almanya hayatidir. Burada şunu da ifade etmek gerekir ki Almanya'nın enerji konusundaki mahrumiyetinin boyu, Rusya'nın sermaye ve teknoloji konusundaki mahrumiyetinin boyundan büyük değil küçüktür.
Almanya ve Rusya arasındaki ilişkiler Avrasya'nın geleceği ve bu gelecek içinde ABD'nin yerinin ne olacağı adına önemlidir. Almanya ve Rusya arasındaki yakınlaşma bütün bu bölgelere ve dolayısıyla dünya barışına tehdit olabileceği gibi ABD'nin Avrasya üzerindeki güç ve etkisini azaltmak namına da çalışabilir. Ayrıca eğer Almanya gelecekte, Rusya'yı kullanarak Almanya=Mitteleuropa düşüncesi ile hareket edecek olursa, bu oyundan ABD'nin Rusya'dan daha az zararla çıkacağının hiç bir garantisi de yoktur.