Malum o ki günümüzün dünyasında, genel gidişat, ekonomik, siyasi ve askeri dengesi, büyük güçler dengesi içinde 6 büyük merkez üzerinde seyretmektedir.
ABD, AB, Çin, Rusya, Japonya ve Hindistan. Daha önce de arz ettiğimiz üzere bu büyük güçlerin ABD hariç tamamı Avrasya'da bulunmakta bu durum ise bu bölgeyi bir yandan dün olduğu gibi bugün de hem dünyanın merkezi fakat aynı zamanda rekabet ve çatışma ortamının da menşe'i haline getirmektedir.
Başta Irak ve Afganistan olmak üzere, Soğuk Savaş bittiğinden bu yana geçtiğimiz 20 yılda patlak veren bütün sıcak çatışma ve savaşların Avrasya Koridoru'nda gerçekleşmiş olması ise bölgenin merkez konumunun acı fakat reel politik karinesidir.
Avrasya Büyük Yarımadası batısını teşkil eden Avrupa ile doğusunu teşkil eden Asya'nın birleşimidir. Avrasya'nın iki yakasının, yani Avrupa ile Asya'nın birleştiği bölge ise tarih boyunca hep ayrıcalıklı önemini korumuştur. Bu iki kıta arasındaki stratejik ana-koridor üzerinde ise sadece 2 ülke bulunmaktadır:
Ukrayna ve Türkiye.
Dünyanın en önemli stratejik su ve kara yollarının üzerinde bulunmaları ve Asya ile Avrupa arasından ana koridor konumları her 2 ülkeye de Avrasya'nın hem batısında hem de doğusundaki dengeler içinde hassas önem sunmaktadır. Bu hassas konumun verdiği etki sebebiyle her 2 ülkede de genel yönelimler, tercihler ve her 2 ülkenin de Avrupa ve Asya'daki güç dengeleri içindeki siyasi pozisyon alışları hem kendi bölgeleri için hem de Baltık'tan Karadeniz-Hazar Havzası'na, Balkanlar'dan Orta Asya'ya bütün bir bölgeyi hem yakından ilgilendirmekte hem de doğrudan etkileyebilmektedir. O yüzden Batı Dünyası'nı etkileyip yönlendirmiş olan Spykman, Mahan, Machinder, Haushofer gibi büyük teorisyenlerin tamamı bu bölgeye ve bu bölgede bulunan 2 ülkeye hep önem vermişlerdir: Türkiye ve Ukrayna.
Mesela II. Dünya Savaşı'ndan bugüne kadar ABD'nin dünya siyasetine teorik olarak şekillendirmiş Spykman'a göre dünya hâkimiyetinin yolu Türkiye'nin tam ortasında yer aldığı merkez-kuşatma bölgesinden geçer. Zbigniew Brzezinski'nin Büyük Satranç Tahtası Teorisi göre de Ukrayna ve Türkiye stratejik önemleri vesilesi ile bölgenin 2 "Mihver Devleti" dirler. İngiliz jeopolitikçi Mackinder da dünyanın kalpgâhının Ukrayna'dan başladığından bahsetmektedir.
Ukrayna, doğudan yaklaşacak bir güç için hem Doğu Avrupa'nın hem Balkanlar'ın kapısı ve kilididir. Aynı Ukrayna batıdan ilerleyecek bir güç için ise hem Karadeniz-Hazar Havzası'nın ve Kafkasların hem de Rus steplerinin kilididir. Doğu'daki bir güç Ukrayna'ya hâkim olduğu takdirde Doğu Avrupa'daki bütün devletler o güç karşısında bir bir düşecek ve bu kritik zincir bir domino etkisi ile Baltık'a kadar ilerleyebilecek, bu çözülüş ise bütün kıt'a sathında Avrupa'yı etkileyebilecektir. Böyle oluşacak olası bir senaryo karşısında değişecek güç dengeleri sadece Avrupa için değil Asya için de hayati olacaktır. Zira Avrasya'nın Batı yakasında zikrettiğimiz 6 büyük güçten 2'si olan Rusya ve AB arasındaki güç dengesi Ukrayna üzerinde düğümlenmektedir.
Bunun sebebi yukarıda da arz ettiğimiz gibi Ukrayna'da oluşması muhtemel yönelimin bütün Doğu Avrupa'yı da peşinden sürükleme ihtimalinden doğmaktadır. Zira AB, Ukrayna'nın kademeli olarak önce NATO ve daha sonra birlik içine alınmasını son yıllara kadar istemiş, bu durumun kazandıracağı avantaj karşısında Rusya'yı doğuya püskürtmeyi hedeflemiştir. ABD açısından ise durum daha farklıdır. ABD'nin 2008 Gürcistan Savaşı gelinceye kadar Ukrayna ve Gürcistan'ı NATO'ya almak konusundaki hedef ve ısrarı da bu temel çizgiden kaynaklanmaktadır. Zira Washington için AB ve Rusya arasında bu 2 güçten herhangi birine teslim olmayacak ve nispeten bağımsız kalacak bir Ukrayna bölgede ABD çıkarları için vazgeçilmezdir.
AB'nin artık daha doğuya ilerlemesi mümkün değildir, mümkün olan Rusya'nın Batı'ya ilerlemesidir ki artık bu ABD'yi ilgilendirdiğinden daha da fazla Rusya ile Almanya arasındaki ilişkilerin geleceğinde yatmaktadır.
Acaba Ukrayna geleceğin dünyasında Rusya ile AB arasında nasıl bir rol oynayacak? Ukrayna, Baltık'tan Karadeniz ve Hazar'a kadar bütün bu bölgelerde AB-Rusya-ABD arasındaki güç dengelerine nasıl etki edebilecek? Rusya, tekrar eski Sovyet Bloku ülkelerini ele geçirip, Avrupa'yı dize getirebilecek mi?
ABD'nin bütün bu dengeler içinde yeri ve rolü ne olacak? Acaba ABD, Doğu Avrupa ve Kafkasları Rusya'ya terk edecek mi? Böyle bir geri çekilmenin Türkiye'nin geleceğine etkileri ne olacak?
Bu sorulara ilerleyen günlerde cevap aramaya çalışalım...
baha.erbas@usasabah.com