Fransız haber ajansı AFP, 20 Ocak'tan itibaren Afrin'deki Zeytin Dalı harekatını dünyaya "işgal" diye yansıtan uluslararası yayın organlarının başında geliyordu.
AFP'nin muhabirleri Afrin'de PKK teröristlerinin yanında saf tuttu.
İşgal dediler, katliam dediler, yağma dediler, 58 gün boyunca Afrin'de neler oluyorsa tam tersini söylediler.
Bu arada Afrin'de PKK terör örgütünün hedef alındığı operasyonun karşısında duran AFP muhabirlerinin ya Esat rejimi yanlısı ya da PKK sempatizanı oldukları ortaya çıktı.
Zeytin Dalı harekatında Afrin kurtarıldı, bir grup sanatçımız Cumhurbaşkanı Erdoğan'la Hatay sınırına gidip, askerimize moral ziyareti gerçekleştirdi.
HDP, CHP bundan fena halde rahatsız oldu, askerimizi ziyaret eden sanatçılarımıza yönelik linç kampanyası başlatıldı.
Türkiye'de bunlar olurken, uluslararası medyada sanatçılarımızın Hatay ziyaretini haber yapan tek yayın organı AFP'ydi.
Hem de "büyük tartışma, şehitlerin daha kanı kurumadan" gibi ifadelerle anlatılan bir haber servis ettiler, daha sonra Fransız ajansının servis ettiği bu haberi aynı dille İngilizlerden tutun da Almanlara kadar bir çok televizyon ve gazete yayınladı.
Fransa Suriye'ye özel ilgisi olan PKK'ya ise daha ayrı özel ilgi besleyen bir ülke.
Afrin harekatıyla birlikte bunu daha net gördük.
Suriye eski sömürgeleri, PKK ise Suriye'de her zaman destekledikleri bir terör örgütü.
Fransa'da Cumhurbaşkanları değişse de Suriye ve PKK konusundaki tavır asla değişmez.
Sağcı Sarkozy de solcu Hollande da PKK teröristlerini Elysee Sarayında ağırlamıştı, liberal Macron da aynısını yaptı.
Şimdi Münbiç'te PKK'ya verdikleri destek sözünü yerine getirmeye çalışıyorlar.
Fransa'nın Suriye'de DAEŞ ile mücadele koalisyonu adı altında oluşturulan yapıda askeri zaten var, bu askerlerin bir kısmını Münbiç'e yolladılar belki Suriye dışından yeni birlikler de göndermeye kalkabilirler.
Ne olursa olsun, Türkiye'nin Münbiç tavrı belli.
ABD çekilse de çekilmese de, üslerini PKK'ya ya da Fransızlara devretse de Türkiye için değişen bir şey olmayacak.
PKK Münbiç'ten çıkacak, Türkiye'nin kırmızı çizgisi bu.
ABD askerleri Münbiç'te PKK'nın yanında kalmaya daha fazla devam ederlerse, Türk askerini de karşılarına alabilirler, aynı durum Fransız askerleri için de geçerli.
Afrin'de PKK'ya sahip çıkmaya kalkan, Türk askerini karalamaya çalışan, askerimizi ziyaret eden sanatçılarımıza dahi saldıran Fransızlar bir de dönüp aynaya baksalar ne güzel olacak.
Kendi ülkelerinde 3 ay sürecek grev başladı. Paris'in göbeğinde rezalet görüntüler ortaya çıktı, Fransız halkı metro ve tren grevi nedeniyle aksayan seferlerde yolculuk edecek vagon bulamadı, trenlere pencereden binip, işlerine evlerine gitmeye kalktılar.
Sadece ulaşım değil eğitim sektörü de grevde. Öğretmenler bile ayaklandı, çiftçi zaten sokaktaydı, işçileri saymıyorum bile.
Bir de şu var, Türkiye'nin 3,5 milyon Suriyeliye baktığı süreçte Fransa sadece 20 bin Suriyeli alacağını duyurmuştu. O sözü 2015'te vermişlerdi. Ancak tutmadılar.
Suriyeliler başta olmak üzere Afrika ülkelerinden Fransa'ya giden sığınmacılar, sokakta kaldı. Öyle ki Fransa hükümeti ülkesine gelen sığınmacılara bırakın barınacak kamp vermeyi, su bile vermedi. BM sonunda Fransa'yı "en azından sığınmacılara su verin" diye uyarmak zorunda kaldı.