Mustafa Taha Dağlı

Mustafa Taha Dağlı

10 Nisan 2017, Pazartesi

Trump ezber bozdu

Beşar Esad, 2013 Ağustos ayında da kimyasal gazla katliam yaptı.
O dönem ABD Başkanı Obama'ydı.
"Kırmızı çizgi aşıldı" dedi, operasyon kararı aldı.
3 hafta sonra rejim BM'ye kimyasal silahları denetleme izni verdi.
Şam'ın gösterdiği adreslerde toplanan kimyasallar BM tarafından imha edildi.
Böyle olunca Obama operasyonu rafa kaldırdı.

Ancak Esad, zuladaki kimyasal silahlarıyla saldırılarını sürdürdü.
Bütün kimyasalları teslim etmediği ortaya çıktı.
Çünkü 2013'ten sonra tam 162 kez daha kimyasal silah kullandı.

Geçen Salı bu kez İdlib'te kimyasal silah katliamı yaşandı.
ABD Başkanı Trump, Esad'ın saldırılarından Obama'nın Suriye politikasını sorumlu tuttu.
72 saat sonra da kimyasal saldırıyı gerçekleştiren uçakların kalktığı üssü bombaladı.

Suriye'de iç savaş 6 yılı geride bıraktı.
ABD bu süreçte ilk kez rejimi hedef aldı.
Obama'nın yapamadığını Trump yapmış oldu.

Operasyon tek seferlik bir uyarı niteliğindeydi.
Yani geniş kapsamlı bir müdahale zinciri değildi.
ABD "bir daha olursa yine aynı karşılığı veririz" diye de ekledi.

BM kararı alınmadı. ABD tek başına hareket etti.
BM Güvenlik Konseyine kalsa Rusya'nın vetosuna takılacaktı.
Bu nedenle ABD ile Rusya arasında bir Suriye gerginliği ortaya çıktı.

Trump, 8 Kasım'daki seçimden bu yana Rusya ile yakın ilişki içinde olmakla suçlandı. Bu nedenle bazı danışmanları görevden ayrıldı.
Rusya ise ABD Başkanlık seçimine müdahale ile itham edildi.
Trump böyle bir ortamda Suriye'yi bombalayarak "Putin'e rağmen" mesajı verdi.

Operasyon, Trump-Obama kıyaslamasında Donald Trump'ı öne çıkardı.
Bu hem ABD iç kamuoyu için hem de Ortadoğu için geçerli. İki tarafta da Trump büyük prestij elde etti.

Rusya bu duruma sert karşılık verir mi?
ABD operasyonu tek seferlik olduğundan Rusya, diplomatik yanıtlarla karşılığı tercih etti.
Trump rejimi direk hedef alan bir kampanya başlatmadığı takdirde Rusya ile ABD'nin sahada kapışması beklenen bir durum değil.

Danışıklı dövüş iddiaları da ayyuka çıkmış durumda.
Her ne olursa olsun ortaya çıkan dikkat çekici somut gerçekler var.
O da ABD ile Rusya'nın Suriye merkezli olarak yaptıkları anlaşmaların süreklilik kazanamadan bozuluyor olması.

Bunu 30 Eylül 2015'te Rusya'nın Suriye'ye yönelik hava operasyonu başlattığı dönemde de gördük.
Yılbaşı gelmeden işbirliği sekteye uğramıştı.

Aynı şekilde PKK-PYD terör örgütüyle her iki ülkenin ilişkisi açısından da önemli veriler var.
ABD ile Rusya'nın aynı anda PYD ile birlikteliği çok sürdürülebilir bir durum değil.
2015'in sonlarında ortaya çıkan bu tablo kısa sürede bozulmuştu.
Son bir aydır Münbiç'te de benzer manzara ortaya çıktı, sonuç yine aynı olacak gibi duruyor.
Trump'ın hamlesi sahadaki bazı ortaklıklara darbe vuracaktır.
PYD'nin Ruslarla ilişkisinin bundan etkilenebileceğini söyleyebiliriz.

SON DAKİKA