Suriye'de çatışmasız bölgeler ilan edildi. Amerika bu duruma temkinli yaklaşıyor, anlaşmadan hiç hazzetmeyen taraf ise PKK'nın Suriye uzantısı PYD terör örgütü oldu.
Suriye'de 2015'te sınır ihlali yapan Rus uçağının düşürülmesinin ardından Moskova yönetimi, zaten terör örgütü olarak görmediği PKK-PYD teröristleri ile yakınlaşmaya girdi.
Rusya-PYD arasındaki yakın işbirliği Amerika'nın bu flörtten rahatsız olması neticesinde birkaç ay sürdü.
2016 ortalarına doğru Türkiye ile Rusya arasındaki buzlar eridi, normalleşme süreci başladı. Moskova, PKK-PYD konusunda stabil kalmayı tercih etti.
Ancak Türkiye'nin El Bab sonrası Münbiç'e yönelik adım atma ihtimalinin devreye girdiği Şubat ayında Ruslarla PYD teröristlerini bir kez daha aynı karede görmeye başladık.
TSK'nın Sincar ve Karaçok operasyonlarının ardından PYD teröristleri, Tel Abyad'da Amerikan askerlerine, Afrin'de Rus askerlerine sığındı.
Operasyona Ruslardan da Amerikalılardan da tepki geldi.
Arada ton farkı vardı.
Washington sadece açıklama yapmakla yetinmedi, PYD teröristlerine silah ve askeri yardımı da hızlandırdı, Türkiye'nin olası operasyonlarına karşı sınırda teröristleri korumak adına önlemler aldı.
Moskova'nın tepkisi ise daha kısıtlıydı. Afrin'de PYD teröristlerinin arka plana geçip, Rus ve rejim askerlerinin ön safta durmalarının dışında, Amerikalılar gibi PKK-PYD'ye yüzde yüz bir himayeye girişmediler.
Cumhurbaşkanı Erdoğan geçen hafta Rusya lideri Putin'le görüştü, bu hafta da Amerika Başkanı Donald Trump'la görüşüyor.
Türkiye'nin Suriye'deki önceliği PKK-PYD terör örgütü.
Bu teröristleri sınırımızdan def etmenin mücadelesini veriyoruz.
Görüştüğümüz ülkelerin öyle ya da böyle PYD-PKK terör örgütüyle ilişkileri var.
Ama şu bir gerçek ki Rusya her ne kadar PKK'yı terör örgütü olarak kabul etmese de Türkiye mi PKK mı sorusuna tereddütsüz Türkiye yanıtını verebiliyor.
Bu tercihte Rusların ihtiyaçlarının da payı var. PKK-PYD dönem dönem işbirliğine gidebilecekleri bir terör yapısı ama olmazsa olmaz değil. Kaldı ki Suriye'de silahlı yapı olarak Rusya için farklı alternatifler hep var.
Bunun yanı sıra Türkiye, Rusya için bir terör örgütü uğruna gözden çıkarılacak kadar hafif bir ülke değil. Ruslar bunun farkında, Türkiye ile aralarının kötü olduğu 2015 Kasım'ı sonrasındaki süreçte özellikle ABD ve NATO karşısında yalnızlık içerisine girdiler.
Amerika için ise PKK-PYD durumu Ruslarınkinden farklı. Onlar için Suriye'de tek partner var o da PYD teröristleri. Obama döneminde ABD'nin Suriye politikası PYD üzerine kuruldu.
Donald Trump 20 Ocak'tan bu yana görevde ama özellikle sahadaki ekip hala Obama'ya ait. Bu nedenle PYD konusunda Türkiye'ye sıcak mesajlar verse de bu Trump'ın şu an için şahsi görüşünü yansıtıyor, ülke politikasını değil.
Bu durum değişir mi, elbette değişebilir ama zamana ihtiyaç var.
Amerika şu an için Obama kalıntısı Suriye politikasını gütmeye devam ederek, PYD'yi Türkiye'ye karşı koruma telaşında. Çok önem verdikleri Rakka operasyonu bile sıkıntıya girmiş durumda.
Çünkü TSK'nın Suriye'de PKK-PYD'ye yönelik operasyonu bir çok oyunu bozdu. Gözler daha güneyde olan Rakka'dan kuzeye direk Türkiye sınırına çevrildi. Ve sınırda bir tehdit algısı oluştu, "ya Türkiye bir daha vurursa korkusu".
Amerika, bu yanlıştan döner mi zamanla göreceğiz. Ya dönmezse ya Obama gibi Trump da yeni yönetimle beraber PYD'yle çalışmaya devam ederse ne olacak?
Türkiye son bir yıldır Suriye'de Fırat Kalkanı dahil ateşkes süreçleri gibi tüm kritik hamleleri Amerika olmadan gerçekleştirdi, Türkiye Amerika'yı dahil etmediği Suriye politikasına sahip, bunu ciddi bir tecrübe haline de getirdi.
Bu saatten sonra da Trump'ın yönetimi PYD konusunda geri adım atmasa dahi Türkiye'nin burada kaybedecek bir şeyi yok çünkü Türkiye'nin planları Trump'ın hamlelerine endeksli değil.
Bir de şu var, sınır bizim sınırımız ve orada terör örgütleri var. Kenardan bağırmakla teröristleri kovamıyorsanız, operasyonla kovabilirsiniz.
Eline sopayı alıp bahçeye indiğinde teröristler dağılıyor, bu bir gerçek. Ve sahada olduğun müddetçe de bir sonraki adımı merak edilen taraf hep siz olursunuz.
