Cumhurbaşkanı Erdoğan Almanya'da neden bu kadar çok destek görüyor?
Almanlar şimdi bu sorunun yanıtı için kafa yormaya başladılar.
Yıllardır her gün periyodik olarak farklı şehirlerin meydanlarında PKK'ya terör propagandası yaptırıyorlar. Türk Bakanlara resmi hakları olmasına rağmen verilmeyen salonlar, PKK'lı teröristlere tahsis ediliyor. Televizyonlarında Türkçe "referandumda hayır" yayınları yapıyorlar.
Almanya'da 1 milyon 400 bin Türk seçmen var.
Sadece 16 Nisan referandumunda değil 1 Kasım 2015'teki seçim sürecinde de daha önce 10 Ağustos 2014'teki Cumhurbaşkanlığı seçiminde de aynı anti demokratik uygulamaları, terör propagandalarına imza attılar.
Her seferinde yenildiler.
2014'te Cumhurbaşkanı Erdoğan, Almanya'dan yüzde 68,6 oranında oy aldı.
2015 1 Kasım seçimlerinde Ak Parti'ye Almanya'dan gelen oy oranı ise yüzde 60'ın üzerinde oldu.
Arada bir de 7 Haziran 2015 seçimi vardı.
Ak Parti yüzde 41 oy almış ama tek başına iktidar olamamıştı.
Bu seçimde Almanya'da gurbetçiler, Ak Parti'ye yüzde 53,6 oranında oy verdi.
Şimdi sırada 16 Nisan referandumu var.
Almanya Başbakanı Merkel ciddi panik içinde.
Bir taraftan Türkiye'nin referandumunda "hayır" çıksın diye uğraşıyor, diğer yandan kendi parlamento seçimleri için aşırı sağa kayan oyları, Türkiye düşmanlığı yaparak, kendi lehine çevirmeye çalışıyor.
Aynı dert Hollanda'nın da başında.
Başbakan Rutte bunu açıkça söylüyor.
15 Mart'ta kendi seçimleri var.
İslam düşmanı artı Türkiye düşmanı Geert Wilders'le çekişiyor.
Türkiye düşmanlığında Wilders'ten farklı ne yapabilirim diye düşünürken, işi Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun uçağına iniş izni vermemeye kadar götürdü.
Avrupa'da Türkiye düşmanlığı artık öyle bir noktaya geldi ki, masada ne demokrasi kaldı ne de insan hakları.
Düşünün Türkiye'nin bakanlarını konuşturtmamayı bir kenara bırakın, Türk bakanlara seyahat yasağı getirebiliyorlar, işi öyle bir noktaya çektiler ki, bakanlarımıza alçakça saldırılarda bile bulundular.
O çok eleştirdikleri ABD Başkanı Trump'ın bile ülkesine girişte uyguladığı vize yasağının gerekçeleri vardı, "kaçak olanlar gelmesin" diyordu en azından.
Türkiye'ye attıkları her iftirayı kendileri hayata geçirir oldular.
Türkiye için yıllardır "düşünce özgürlüğü yok, demokrasi yok" yalanını söyleyen Avrupa, kendi ülkelerinde demokrasiyi, düşünce özgürlüğünü, ifade özgürlüğünü, insan haklarını mumla aratır oldu.
Türkiye'ye karşı kahpe saldırılar yapıyorlar, tehdit ediyorlar, terör örgütlerini salıyorlar, darbelerin arkasından çıkıyorlar.
Durumu Almanlar anladı. Televizyon kanallarının birinde sokak röportajları yapmışlar, gurbetçilere soruyorlar, Türk bakanlarının ziyaretleriyle ilgili ne düşünüyorsunuz diye.
O yayına bile sansür getirdiler. DW'nin Türkçe yayınıydı, Türklerden biri Almanya'nın anti demokratik uygulamalarına verdi veriştirdi, Erdoğan'ı desteklediğini söyledi, hemen yayından kaldırdılar o röportajı.
Sonrasında aynı DW, sorgulamaya başladı. Bir haber yapmışlar, "Erdoğan Almanya'da neden bu kadar çok destek görüyor" diye. Soruyu uzmanlara sormuşlar, yanıt aramışlar. Nasıl olur da Almanya'da bu adam bu kadar sevilir diye.