Mustafa Taha Dağlı

Mustafa Taha Dağlı

31 Ekim 2016, Pazartesi

Musul - Cerablus

Musul ve Cerablus.
İkisi de DAEŞ terör örgütünün işgalindeydi.
DAEŞ için Musul bir kale özelliği taşıyor, Cerablus ise kale olmasa da Suriye'deki karargaha giden yol niteliğindeydi.
DAEŞ'i işgal eden terörist sayısı da Cerablus'taki teröristlerden fazlaydı.
Musul'la Cerablus'u kıyaslamıyorum ama Musul operasyonuyla Cerablus operasyonunda neler yapıldı ve yapılıyor bunları kıyas etmemiz açısından ortadaki verileri sunuyorum.

Elbette Musul büyüktür Cerablus'tan ve elbette Musul operasyonu büyüktür Cerablus operasyonundan.

Ancak şunları da göz ardı edemeyiz.
Türkiye 24 Ağustos'ta DAEŞ işgalindeki Cerablus'a operasyon düzenledi. Daha ilk akşam, Cerablus'taki DAEŞ teröristlerinin büyük çoğunluğu püskürtüldü.
Amaç şehir merkezini ve çevresini DAEŞ'ten arındırmaktı.
2 hafta içinde bu gerçekleştirildi.
Bir avuç Türk askeri ve onların öncülüğündeki birkaç bin Suriyeli muhalif, hem DAEŞ'i hem de PYD'yi o bölgeden uzaklaştırdı.
Cerablus ve köyleri, o toprakların gerçek sahiplerine teslim edildi.
12 Eylül'deki Kurban bayramından itibaren de Suriyeliler, Cerablus'ta güvenli bir şekilde yaşamaya başladı.

Musul operasyonunda da tam 2 hafta geride kaldı.
Cerablus'ta bir avuç Mehmetçik vardı.
Musul'a ise on binlerce Irak askeri, Peşmerge, Haşdi Şabi militanı katıldı.

Cerablus'ta koalisyonun savaş uçakları yoktu, iyi de olmadı.
Çok şükür Cerablus'u kurtarırken, bir sivilin bile burnu kanamadı.

Musul semalarında ise 36 ülkenin savaş uçağı iki haftadır cirit atıyor.
ABD uçakları yanlışlıkla Irak mevzilerini bile bombaladı, 4 Irak askeri öldü.
Musul'un içerisinde sadece geçen Cumartesi günü 20 sivil, atılan bombalardan can verdi.
Onun dışında DAEŞ terör örgütünün infaz ettiği yüzlerce sivil oldu.

Musul'da 2 haftalık operasyonun bilançosunda en az 70 bin sivil mülteci konumuna düştü. Kurtarma operasyonu yapılıyor ancak bölge halkı evlerini terk etmek zorunda kalıyor. Neden?
Çünkü Musul halkı sünni Arap.
Operasyonu yapanların büyük çoğunluğu ise mezhepsel farklılıkları ön plana çıkaran ve intikam duygusuyla hareket edip Sünnileri katleden Şii militanlar.

Cerablus'ta ise tam tersi oldu, bırakın bölge halkının evlerini terk etmesini, daha önce DAEŞ yüzünden evlerinden kaçan 20 binden fazla Suriyeli, topraklarına dönmüş oldu.

Musul'da bir de PKK tehlikesi var.
PKK terör örgütü adeta kapıda bekliyor. Buna önlem alınmış değil. Kerkük'te çatışma bahanesiyle ortaya çıktılar, Kerkük'teki Türkmenlerle, Sünni Araplara yönelik etnik temizlik uygulamaya kalktılar.

PKK tehdidi Cerablus için de geçerliydi.
Çünkü DAEŞ'ten sonra Cerablus'u PKK'nın Suriye uzantısı olan PYD terör örgütü işgal etmeyi planlıyordu.

Ne oldu?
Türkiye, önce DAEŞ'i kovdu ardından Cerablus kapısında bekleyen PYD teröristlerinin şehre girişine engel oldu.

Kısacası Cerablus'ta gerçek anlamdaki bir kurtarma operasyonunda ne gerekiyorsa hepsi yapıldı, terörle mücadele neymiş, nasıl başarılırmış dünyaya gösterildi.

Bunu iki haftada yapan Türkiye, Musul'daki daha geniş kapsamlı kurtarma operasyonundan uzak tutulmaya çalışılıyor.
Zira Batı güçleriyle bir Pers hayaliyle onların peşine takılan İran'ın Musul'da yaptığı gerçek manada bir terörle mücadele harekatı değil.
Aksine burada ortaya çıkacak olan sonuç, bölgedeki terör yuvalanmasının farklı grupların da eklenmesiyle daha içinden çıkılmaz bir hale getirileceği.

Türkiye bunun farkında.
Musul'da meydan boş bırakılmış değil.
Olup biten her şey çok yakından takip ediliyor ve Türk askeri oradan çekilmiyor.

SON DAKİKA