Sınır ihlali yapan Rus uçağını düşürdük, peki şimdi ne olacak?
Ruslar nasıl karşılık verecek? Doğalgaz, turistler ve Türk malları. İlk akla gelen bunlar oldu.
Ancak bu üçünün içeriği ekonomik, yani Ruslar hangisini seçerse seçsin kendileri de zarar görebilir. Böyle bir durum var. O nedenle daha stratejik yanıtlar peşinde koşacaklardır. Nedir o?
Örneğin PKK. Suriye'de PKK ve PYD kozunu Türkiye'ye karşı kullanmak isteyeceklerdir.
Zaten uçak düşürme olayının sonrasında Suriye'nin kuzeyindeki Rus askeri hareketliliğinin, bölgedeki PYD teröristleriyle olan paralelliğinde ciddi bir artış gözlemlendi.
Bununla birlikte sınırlara konuşlandırılan S-400 füzelerini de Türkiye'nin olası Suriye adımlarına karşı bir yaptırım olarak tutacaklardır.
Rusya bu uçak düşürme hadisesini direk avantaja çevirme peşinde. Doğalgaz, turistleri çekmek ya da Türk mallarını boykot gibi ekonomik içeriği olan ve iki yöne de zarar ihtimali bulunduran eylemler yerine Suriye'deki varlığını daha da garanti altına alacak hamleleri tercih edeceklerdir.
BAYIRBUCAK'TAN KİM NE İSTİYOR?
Suriye'nin Lazkiye kentine bağlı Bayırbucak bölgesi.
Bölgede sadece sünni Türkmenler yaşıyor.
Osmanlı'dan beri oradalar.
Etraflarındaki bütün köy, kasaba, şehirlerde nüfus Nusayrilerden oluşuyor.
Yani tam ortada kuşatılmış durumdalar.
Lazkiye, Beşar Esed'in memleketi.
Rusların en büyük kalesi, Akdeniz'deki en önemli kapıları.
Bölge Türkiye sınırının dibinde.
Türkiye için güvenli alan olma özelliği var.
Oranın kaybı halinde Türkmenler katledilecekler.
Dahası Bayırbucak, terör örgütlerinin eline geçecek.
Böyle olunca Suriye'nin kuzeyinde, bizim güneyimizde, sınırımız boyunca, doğudan başlayıp, batıya kadar ta Akdeniz'e ulaşan bir koridor PKK, PYD ya da DAEŞ gibi terör örgütlerine teslim edilecek.
Tabi onlar bu hatta taşeron olarak kullanılacak.
Irak'ı Suriye üzerinden Akdeniz'e çıkaran o koridorun asıl sahibi başka güçler olacak.
Onun adı Amerika'dır, Rusya'dır.
İkisini düşman biliriz ama Amerika, böylesine kritik bir yer olan Bayırbucak'ın Ruslar tarafından işgaline ses çıkarmadığına göre demek aralarında örtülü bir ortaklık var.
Ya Bayırbucak üzerinden kurulacak o koridoru beraber yönetecekler.
Ya da sonrasında birbirlerine kazık atacaklar.
Sonrası ne olursa olsun, Bayırbucak düşmemeli.
Kimin eline geçeceğinin hiç de önemi yok, orası yüzyıllardır Türkmenlerin ve bundan sonra da Türkmenlerin yurdu olarak kalmalı.
İşte Bayırbucak böyle kritik bir öneme sahip. Türkiye bunun farkında.
TÜRKMENLERE SINIRLAR KAPALI MI?
Bayırbucak saldırıları bir haftadır yoğunlaştı.
Türkmenler katliamla karşı karşıya diye haberler sıkça çıkınca bizdeki bazı zihniyetler, hemen "Türkmenleri neden sınırdan almıyoruz, sınırlarımız Araplara açık da Türklere kapalı mı" diye akılları sıra hükümete çakmaya kalkıştılar.
Birincisi Türkmenlere sınırlarımızı kapalı falan değil. Kadın, çocuk binlercesi sınırdan geçti, Türkiye'ye sığındı.
İkincisi geri kalanlar zaten direnişçiler, onları biz zorla alsak da kendileri gelmezler.
Çünkü Bayırbucak direnmeli, teslim edilmemeli.
Türkiye'de yaşayan her Türk gibi, Suriye'deki Türkler de bunu böyle görüyor ve ona göre hareket ediyor.
Ama bazılarının kafası maalesef farklı çalışıyor.
