Mustafa Taha Dağlı

Mustafa Taha Dağlı

23 Kasım 2015, Pazartesi

Paris saldırılarında es geçtiklerimiz

Geride bıraktığımız hafta dünya, Paris'le yatıp Paris'le kalktı. Evet gerçekten Paris'in orta yerinde 7 ayrı noktada eş zamanlı silahlı, bombalı saldırı zinciri bu alakayı hak etti ama tüm gözler Paris'e odaklanınca bir o kadar detay da gözden kaçırılmış oldu.

-Çarli Hebdo saldırıları hala sıcaklığını koruyordu. Çünkü ciddi güvenlik zaafiyeti vardı üstüne Paris saldırıları geldi, güvenlik açığı ayyuka çıkmıştı ama özellikle Fransızlar bunu neredeyse hiç sorgulamadı.

-Paris'in False Flag Operasyonu olduğu yönünde ciddi veriler ortaya atıldı. Bununla ilgili kafa karıştıran sorular soruldu ama cevap veren çıkmadı.
-Çarli Hebdo sonrası Fransa'dan beklenen DAEŞ'i bombalamasıydı. Hatta bir çok kişi Suriye'deki DAEŞ koalisyonunda Fransa'nın da olduğunu sanıyordu. Ama öyle değildi Fransa DAEŞ'i bombalamaya Paris saldırılarından bir ay önce başlamıştı. Yani aradaki 9 ay boyunca Fransa Suriye konusunda bekleneni yapmadı, ilk DAEŞ operasyonu Ekim'de geldi, Rusya'nın Suriye'ye girmesinden bir hafta sonra.

-Mültecilerin artık Avrupa'ya kabul edilmeyeceği açık şekilde görüldü. Ama Türkiye'nin bu konudaki şartları bir anda unutuldu. Halbuki Paris saldırılarından bir gün önce Malta'da yapılan AB zirvesinde Ankara'nın taleplerine olumlu yanıt verilmişti. 24 saat sonra saldırılar gelince, bu mesele rafa kaldırıldı.

-Çarli Hebdo sonrası gelişen İslam karşıtı ırkçılık Paris saldırılarıyla birlikte tavan yaptı. Herkes DAEŞ'e çözüm ararken, DAEŞ'in hedef gösterdiği Avrupa'daki Müslümanların korunması, terörden ayrıştırılması noktasına kimse hiçbir şekilde değinmedi.

-Paris'ten sonra Suriye eşittir DAEŞ oldu. Oysa Esat rejimi bir kez daha unutuldu.

-Esat, Fransız gazetecilere "Fransa eğer Suriye politikasını değiştirirse, Rakka'daki teröristlerle ilgili istihbarat veririz" dedi. "Teröristlerin yerini bildiğini itiraf eden Esat'ı sorguya çekelim" diye akıl eden olmadı.

-Paris denince akla 2016 Avrupa Şampiyonası geldi, "şampiyona iptal edilir mi" diye soruldu. Ama 30 Kasım'da yapılacak Paris iklim zirvesini konuşan olmadı.

-Fransa, olağanüstü halin uzatılması ve sınırların kapatılması için yasa çıkardı. Hafta boyu hep bu konuşuldu. Ama göz ardı edilen bir detay vardı o da Paris saldırılarından bir hafta önce sınırların kapatılmasıyla ilgili alınan karardı. Yani Fransa, 30 Kasım'daki İklim Zirvesini gerekçe gösterip, "terör saldırısı olabilir" diye sınırları geçici olarak kapatmayı, daha ortada Paris saldırıları yokken kafaya koymuştu.

-30 Kasım Paris İklim Zirvesi, sera gazının kullanımıyla ilgili kısıtlamalara imza atılması için son duraktı. Çevreciler "Paris'te öyle bir baskı kuralım ki, hükümetler bu imzadan kaçamasın" diyordu. Fransa'nın terör gerekçesiyle aldığı sert tedbirler, iklim zirvesindeki çevreci baskısını bertaraf etti. Bu da gözden kaçtı.

-Türkiye-Yunanistan maçında milli marş yuhalanması gündeme oturdu. Ama ondan bir gün önce İrlanda-Bosna maçı öncesi Paris için yapılan saygı duruşu tribünlerce sabote edildi, bunu kimse gündeme getirmedi.

SON DAKİKA