Mustafa Taha Dağlı

Mustafa Taha Dağlı

23 Mart 2015, Pazartesi

Paralel Yahudi lobisi

Erdoğan karşıtı mektup yazdırdıkları adam, bundan 5 yıl önce, Mavi Marmara katliamında beraber saf tuttukları Yahudi senatör çıktı.
31 Mayıs 2010'da İsrail, Mavi Marmara katliamını gerçekleştirdi.
4 Haziran'da Gülen, Mavi Marmara katliamını yapan İsrail'i haklı çıkaran "İsrail'in onayı olmadan hareket etmek otoriteye başkaldırıdır" açıklamasını yaptı.
11 Haziran'da ise ABD'li Yahudi senatör Chuck Schumer, Mavi Marmara'yı "terörist taşıyan bir gemi" ilan etti, Gazze'deki ablukanın gerekliliğini savundu, "Filistinliler yola gelene kadar ekonomik olarak boğulmalı" dedi.
Gülen, Mavi Marmara katliamı sonrası İsrail'i haklı çıkaran bir açıklama yapınca bir çoğumuz şaşırmış, üzülmüştük, bazılarımız çok kızmıştı haklı olarak.
Katliamdan 11 gün sonra ABD'deki Yahudi lobisi de benzer açıklamalar yapıyor, Mavi Marmara katliamının haklı gerekçelerini göstermeye çalışıyorlardı.
Biz ise o günlerde art niyete kapılmamak adına bu şüpheli parçaları birleştirmemeye özen gösteriyorduk.
Sonra tabi parçalar kendiliğinden birleşti. Ortaya da kötü bir manzara çıktı.
İşte o fotoğrafı daha net hale getiren gelişme, ABD'li senatörlerin Türkiye hakkında özellikle de Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında kaleme alıp, imzaladıkları, iftira ve yalanlarla dolu mektup oldu.
2 senatör yazdı, 74 senatör imzaladı. Kendi ülkelerindeki gazetecilere atılan dayakları, her hafta meydana gelen ırkçı katliamları görmezden gelen senatörler, "Türkiye'de basın özgürlüğü yok" dedi.
Onlar der de, onlara bunu dedirten, dedikleri için alkışlayan, ellerine o yalan doneleri veren, kaynak sağlayan kısacası işbirliğine girenler de hemen ortaya çıkıverdiler zaten.
Hiç de saklanmadılar, televizyonlarında, gazetelerinde son dakika haberleriyle, Türkiye'yi şikayet eden, karalayan mektubu duyurdular.
Bu işi organize eden senatörlere bir bakın, hemen hemen hepsi, Pensilvanya'nın organize ettiği davetlerde, programlarda, konferanslarda, konuk olan siyasiler.
Siyasetçiler ama aynı zamanda Türkiye karşıtı, İslam karşıtı, hatta bazı noktada Müslüman düşmanı politikalar üreten siyasetçiler.
En başta da o mektubu yazan senatör, Chuck Schumer, kendisi bir Yahudi ve ABD'deki Yahudi lobisinin önemli temsilcilerinden biri.
31 Mayıs 2010'da meydana gelen Mavi Marmara katliamının savunucularından, Filistinlilerinin ekonomik olarak boğulmasını arzu eden biri.
Bu adam, paralel yapının ABD'deki organizasyonlarına davet ediliyor, mesela New York'ta Gazeteci ve Yazarlar Vakfının düzenlediği bir programla ilgili teşekkür, takdir mesajları var, paralel yapının İngilizce sitelerinde.
Sonra diyoruz ki, "sizin ne işiniz olur bu tip adamlarla", "Erdoğan'a olan düşmanlığınızdan dolayı gidip kimlerle işbirliği ediyorsunuz" diye.
Oysa işbirliği sadece Erdoğan karşıtlığıyla sınırlı değilmiş, evveliyatı da var. Türkiye karşıtı mektup konusunda paralel yapıyla ABD'deki bu lobi arasındaki bağ, kendi kendini deşifre ediyor zaten.
Bugün Erdoğan karşıtı mektup yazarken, kol kola olduklarını görüyoruz halbuki dün de Mavi Marmara katliamı sonrası İsrail'i haklı çıkarma kampanyasında kol kolalarmış.
Hakikaten herkesi, hem de çok iyi kandırmışlar.

SON DAKİKA