Kobani'de yaşananlar Suriye'de 3,5 yıldır devam edenlerin lokal bir kopyası gibi. Suriye'de iç savaşın ilk aylarında muhaliflerle rejim arasında çatışmalar yaşanırken, Halep ya da Humus gün aşırı el değiştiriyor, iki tarafın birbirini yalanlayan zafer ilanları geliyordu.
Bugün de aynısı Kobani'de oluyor. Bir IŞİD bir PYD öne geçiyor. Arada bazı farklar var tabi ki.
Suriye'deki savaşta 200 bin civarında can kaybı oldu. Kobani'de sivil can kaybı asgari düzeyde. Bunda Türkiye'nin payı büyük. Sınırı açıp Kobani'deki Kürtlere sığınma imkanı tanınması katliamların önüne geçti.
Bir diğer fark Kobani'deki Amerikan bombardımanı.
Aslında Amerika, Suriye iç savaşının neresinde duruyorsa şu anda da IŞİD krizinde aynı yerde duruyor. Her ne kadar IŞİD'a karşı operasyonel gücünü devreye sokup müdahil gibi dursa da bir o kadar da bu meselenin dışındalar.
Yani Suriye halkı ne kadar umurlarındaysa Kobani ve Kürt halkını da o kadar umursuyorlar.
Zaten yapılan açıklamalar da bunu gösteriyor. Pentagon 1 aydır süren bombardımanda bilanço açıklayacaktı ama net bir rakam bile veremedi.
Sözcü 'yüzlerce IŞİD militanının öldüğüne inanıyoruz' demekle yetindi.
Beyaz Saray, Pentagon ve ABD Dışişlerinden her gün resmi açıklamalar yapılıyor ama hiçbir şey söylenmiyor. Eldeki en net veri Obama'nın "IŞİD'la mücadele uzun vadeli olacak" sözleri.
Obama bunu bir çok kez dile getirdi demek ki IŞİD krizi uzun süre çözülmeyecek.
Amerika ile birlikte Almanya da müdahil konumda. Safları PKK'nın yanı. AB'nin terör örgütleri listesinde olan PKK'ya silah yardımı yapmanın meşruluğunu savundular geçen hafta.
Ortada iki terör örgütü var, ikisi de kötü ama IŞİD daha kötüsü diye PKK'nın yanında yer alıyorlar. Gerekçeleri bu.
Amerika da bu yönde ilk adımı geçen hafta attı. Dışişleri PYD ile direk görüşme gerçekleştirdiklerini açıkladı.
Onların bu hamleleri Türkiye'nin dengesini bozma amacı da taşıyor. Üzerinde 'IŞİD destekçisi' yaftası bulunan Türkiye, bu meselede sivil halkın yanında yer almakla yeterli sayılmadı.
PKK ve PYD'nin tercih edildiği terazide bizi IŞİD'in yanındaymış gibi göstermeye çalışıyorlar. Türkiye sadece Kürt halkının yanında yer alıp, iki terör örgütünün karşısında dursa da kurulan tezgahta bu denklemi korumak her geçen gün zorlaşıyor.
Zaten Ankara-Washington hattında iki aydır devam eden koalisyon pazarlığının arkasında da Türkiye'nin bu denklemi koruma çabaları yatıyor. Çünkü karşımızda hiç de adil olmayan bir oyun oynuyorlar.
Tüm dikkatler Kobani'deyken Suriye'de rejimin katliamları tüm hızıyla devam ediyor. Kobani'de 7-24 devam eden çatışma ve bombardımanda 1 ayda ölen insanı, Esat rejimi 1 günde katlediyor.
Tüm dikkatler Kobani'deyken İsrail Filistin'i tamamen haritadan silmeye doğru gidiyor. Mescid-i Aksa bölündü bölünecek İsrail Müslümanların ilk kıblesini sinagog yapıyor. Geçen hafta Mescid-i Aksa'da yaşanan saldırılar maalesef kimsenin umurunda olmadı.
Elbette dikkatimizi Kobani'den çevirmemeliyiz zira Kobani'de Türkiye üzerine kurulmuş sinsi bir tezgah var.
Ama Kobani'deki algı operasyonuna da kanmamalıyız zira Kobani kalkanıyla bölgede yaşanan bir o kadar vahim gelişmeyi göz ardı etmiş oluruz.