Mustafa Taha Dağlı

Mustafa Taha Dağlı

19 Mart 2013, Salı

Şam-Beyrut hattı yine karıştı

2012 yazı Beyrut, kanlı saldırılarla sarsılmıştı. 10 Ağustos'ta internet sitelerinin alt manşetlerinde küçük bir haber vardı. "Lübnanlı bakan tutuklandı" diye. Tutuklanan isim eski Enformasyon Bakanı Michel Samaha'ydı. Beyrut'ta patlatılmaya hazır bombalar bulunmuştu. Samaha'nın uzun süredir Şam'a gidip geldiği biliniyordu. Teknik takip sonuçlarına göre Lübnanlı bakan, Şam'dan getirdiği bombaları Beyrut'ta patlatacaktı. O sırada yakayı ele verdi. Teknik takip kayıtlarına göre Lübnanlı Bakan, Suriye'den getirdiği bombaları bir arkadaşına gösterdi, Şam'ın istediği eylemi anlattı ve aynen şöyle dedi, "Bunu Beşar istiyor".

Ve sonrasında 19 Ekim'de Beyrut'ta bombalar patlatıldı. Beyrut'un en işlek caddelerinden biri olan Eşrefiye'de bomba yüklü araçla bir intihar saldırısı düzenlendi. Park halindeki bomba yüklü araç, Lübnan İstihbarat Başkanı Wissam el Hasan'ı taşıyan konvoyun geçtiği sırada havaya uçuruldu. Başkan ile birlikte 8 kişi hayatını kaybetti.

Kimdi bu Wissam El Hassan? Lübnan'da muhalefette olan 14 Mart hareketi lideri Saad Hariri'nin yakın adamıydı. Mevcut hükümete bağlı olarak istihbarat başkanı olarak görev yapıyordu. Esat ile işbirliği yapan ve Şam'dan aldığı bombaları Beyrut'ta patlatmaya hazırlanan Enformasyon Bakanı Mişel Sabaha'yı deşifre edip, yakalatan isimdi. Yazıda belirttiğimiz gibi Wissam el Hassan, enformasyon bakanını yakalayamamış olsa, Beyrut'ta Esat'ın bombaları çoktan patlatılmış olacaktı.

Wissam el Hassan ile ilgili bir başka ayrıntı da, Hariri ailesine olan yakınlığı. Az önce belirttiğim gibi şu an muhalefet lideri olan Saad Hariri'ye yakın bir isim Hasan. Ama Haririler ile samimiyeti sadece oğul Saad ile sınırlı değil. 2005'te Beyrut'ta suikast sonucu hayatını kaybeden "Lübnan'ın Özal'ı" olarak bilinen eski başbakan Refik Hariri'nin de en güvendiği isimlerdendi. Hariri suikastini soruşturan ekibin başındaydı.

Beyrut'u kan gölüne çeviren Esat'ın bombaları mıydı? Bu iddia o dönemde çok tartışılmıştı.

Ve düne gelelim. Beyrut'ta 4 Sünni din adamına saldırı düzenlendi. Sopalarla dayak atıldı. Ardından Suriye savaş uçakları Lübnan sınırını bombaladı.

Esat yönetiminin Lübnan'a yönelik sataşmaları yeni bir boyut kazandı. Hem yapılan saldırılar hem de Hariri ailesinden çıkan ikinci Başbakan olan Refik Hariri'nin oğlu Saad Hariri, saldırılardan Esat'ı sorumlu tutan bir açıklama yaptı. Babası gibi Lübnan'da Başbakanlık yapmış bir isim olan Saad Hariri, "Esat, kendi rejimini kurtarmak için Lübnanlının kanını kullanıyor" dedi. Hariri Lübnan'ın buna müsaade etmemesi gerektiğini söyledi. Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Süleyman da sonrasında Esat yönetimini hedef alan açıklamalar yaptı.

Lübnan'da Şii örgütü Hizbullah'ın Esat yönetimine bağımlılığı bunun yanı sıra Lübnanlı dürzilerin Esat'a olan desteği biliniyor. Karşı tarafta ise Lübnanlı sünni blok ve muhalefet Esat'ın karşısında yer alıyor.

2012'deki Beyrut saldırıları ve aynı dönemde Hizbullahçıların Lübnan'da Türk işadamları ve bazı yabancı Sünnileri kaçırdıklarını, aylarca rehin aldıklarını unutmamak gerek.

Tüm bunların üstüne Suriye'nin yeniden Lübnan'a sataşması, bölgede zaten yeterince yüksek olan mevcut tansiyonu iyice zirveye çıkaracak gibi görünüyor.

SON DAKİKA