CHP, yaptığı "yalpalarla" halkımızı "gıdıklamayı" çok sever... Halkımız da bu duruma alışmıştır. Doğrusunu isterseniz CHP'nin hiçbir hali artık bizi şaşırtmıyor...
İşte size CHP'nin artık bir "klasik halini" almış yalpalarından bir kaçı:
CHP, bir yandan HDP'lilerin dokunulmazlıklarının kaldırılması "anayasaya aykırı" der, diğer yandan dokunulmazlıkların kaldırılması için mecliste "evet" oyu kullanır. (Keşke CHP "evet" oyu kullanmasaydı demiyorum!)
CHP, bir yandan 15 Temmuz darbesinin "kontrollü bir darbe" olduğu balonunu uçurur, diğer yandan Yenikapı'da "15 Temmuz darbe girişiminin faillerine çakarak" hamaset yapar. Ardından da asıl darbenin 20 Temmuz'da "OHAL ve KHK"lar ile yapıldığını yumurtlar.
CHP, bir yandan 16 Nisan'da "YSK darbesi" yapıldığını, referandum sonuçlarını tanımadığını söyler, diğer yandan 2019 seçimlerine şimdiden "aday gösterme" telaşına düşer.
CHP, bir yandan Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nin Türkiye'yi yeniden "denetime" almasıyla ilgili sunduğu bütün gerekçelere "doğru" der, diğer yandan AKPM'nin aldığı karara "hayır" diyerek "kırmızı kart" gösterir.
Gelinen aşamada, anayasaya aykırı dediğine "evet" diyen, gerekçelerine katıldığı karara "hayır" diyerek karşı çıkan, yani "şecaat arzederken merd-i Kıpti sirkatin söyler" misalî oldukça "pişkin" bir CHP var karşımızda...
Şimdi bu CHP'nin yediği naneler perhiz midir, lahana turşusu mudur?
Her şeyden önce yapılan bu yalpalar halkımızda "CHP'ye karşı güvenilirlik sorununa" yol açıyor. Seçim sonuçları da bu dediğimizi kanıtlamaktadır.
Bu o kadar böyledir ki, CHP bu saatten sonra "amuda kalkıp bir tarafıyla kuş tutsa" halkımızı inandıramaz ve iktidara gelemez.
İşin matrağı, zaten CHP'nin de iktidara gelmek gibi bir derdi yoktur.
Sözün özü: Vurduğun yerden ses getiremiyorsan sesini hiç çıkarmayacaksın kardeşim. Nokta.
Ana muhalefet lideri muhalefete izin vermiyor!
Parti içi muhalefetin "hiçbir şekline" izin vermeyen, hiçbir "çıkıntılığa", tahammül edemeyen bir ana muhalefet liderimiz var: Kemal Kılıçdaroğlu.
Girdiği "her seçimi" kaybeden, sabah "ak" dediğine akşam "kara" diyen, söylemleriyle ve eylemleriyle sürekli "yalpa" yapan, ağzından çıkan sözü "kulağı" duymayan, Kağıthane'yi "Kağıttepe" sanan, zamanında "kaydını kuydunu" yaptırmayı unuttuğu için seçimde "oy kullanamayan" bir muhalefet lideri var karşımızda...
Yalnız AK Parti'ye değil, onun CHP'yi yönetme biçimine "karşı çıkan" arkadaşlarına bile hoşgörüyle bakamayan ve hemen onları "tasfiye etme yolunu" seçen bir muhalefet lideri var karşımızda...
İşte şimdiye kadar bir türlü alternatifi bulunamayan bu adamı şimdi birileri devirmeye çalışıyor...
Solcular Muharrem İnce'yi, bürokratlar Deniz Baykal'ı, Amerikalılar Selin Sayek Böke'yi, hukukçular da Metin Feyzioğlu'nu itekleyerek CHP'nin başına getirmeye yelteniyor.
Ancak bunların hiçbiri CHP'yi çekip götürecek liderlik niteliklerine sahip değil. Anlayacağınız adayların hepsinde bir ıkıntı ve sıkıntı var.
Sözün özü: 2019 seçimlerine kadar Kemal Kılıçdaroğlu'na bir alternatif bulunamayacak gibi görünüyor...
Bu arada "Berat Kandiliniz" şimdiden mübarek olsun efendim.