Fransa'da cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunda "liberal çizgideki" Macron ile "aşırı sağcı" aday Le Pen ikinci tura kaldı.
Hal böyle olunca "Sosyalizm, özgürlük, insan hakları, çevrecilik" gibi sloganlarla "meleyip duran" solcu adaylar da yaya kaldılar. Daha doğrusu çuvalladılar...
Seçim kampanyaları sırasında reklam firmalarından "yedikleri kazıkta" yanlarına kâr kaldı tabii...
Eee ne demişler? Çok "kaşınan" politikacıyı elbet bir "kaşıyan" reklamcı çıkar...
Ne yani bizde de CHP'yi birileri güzelce kaşımıyor mu?
Ardından Le Pen'le bir yere varamayacaklarını iyi bilen bu (başarısız) adaylar "can havliyle" Macron'un arkasında "saf tuttular"...
Açıkçası "iki" lider "ikinci" turda "kapışacak!"
Irkçı Le Pen "kendince iddialı" ama gene "avucunu yalayacak."
Yani işin sonunda yaklaşık yüzde 34'lük bir "fiyasko" ve "hayal kırıklığıyla" kaderine razı olmak zorunda kalacak.
Macron, büyük bir ihtimalle yüzde 60'ın üzerinde bir oyla (anketlerin yalancısıyım) 7 Mayıs'ta "Fransa'nın yeni Cumhurbaşkanı" olacak.
Çünkü ikinci turda; kafası çalışan Fransızlar, Müslüman göçmenler ve diğer adayları destekleyen seçmenler Macron'a oy verecekler.
Açık söylemek gerekirse, AB yanlısı bir "liberal" ve sloganı "ne sağcıyım, ne solcu" olan Macron'la Fransa'nın Türkiye politikası "köklü biçimde" değişmeyecek... Seçim öncesi "sahte söylemlere" bakarak bu zokayı yutmak aptallık olacaktır...
Aleyhinde yolsuzluk soruşturmaları bulunan, "yabancılara" karşı politikaları ve "ırkçı" tutumuyla bilinen Le Pen: Fransa'yı hem "AB'den" hem de "NATO'dan" çıkarmak istiyor.
Hatta çifte vatandaşlığı kaldıracağını ve ölüm cezasını getireceğini çekinmeden dillendiriyor.
Gene herkes çok iyi biliyor ki, bu kadın; Türkiye, İslam ve Müslüman göçmenlerin "en azılı" düşmanlarından... Esad'ı da fena halde destekliyor.
İşin tuhaf yanı, ırkçı Le Pen geçen yılki yerel seçimlerden sonra etrafında oluşturulan "büyük beklenti dalgalarıyla" bir milyonun üzerinde yeni seçmen kazandı...
İkinci tura kalan bu ırkçı kadını "biracının şahidi şıracı" hesabı Hollandalı "aşırı sağcı" Wilders ve Yunanistan'ın "ırkçı Altın Şafak partisi" kutladı...
Fransa'nın şu sıralar "tadı tuzu" yok. Fransa adeta Avrupa'nın "bunak adamı!" Ekonomik krizden bir türlü çıkamadığı gibi "kültürel, sosyal ve ailevi" açılardan da sapır sapır dökülmeye devam ediyor...
Haliyle Fransızlar ekonomik kriz, işsizlik, gelecek kaygısı ve terör eylemleri gibi "ıkıntı ve sıkıntılarla, belleri bükük" bir halde sandığa gittiler.
Üstelik adaylar arasında "devlet adamı" olacak "kalıpta" biri de yok. Al birini vur ötekine demedim. Macron "havada karada" Le Pen'den daha iyidir.
Lakin Macron'un da "çapı ve ufku" bellidir. Şu andaki hükümetin ekonomi bakanıydı sonuçta...
Demem o ki, bu "hükümetin dibe vurmasında" onun da payı var...
Haliyle seçim sonrası işler Fransa'da "büsbütün sarpa saracak" gibi görünüyor...
Bizim Tayyip düşmanları "yatsınlar kalksınlar" Türkiye'de yaşadıklarına şükretsinler...
