MERYEM GAYBERİ

MERYEM GAYBERİ

05 Haziran 2018, Salı

Milleti düşünen böyle konuşur mu?

Siyaset, özellikle seçim kampanyaları döneminde daha çok semboller ve kavramlar üzerinden ilerler. Hele hele sembollere dönüşmüş kelimeler, anında vatandaşa bir şeyleri hatırlatır.

Cumhuriyet Halk Partisi, ilk defa parti isminde yer alan 'halk' kelimesi yerine 'millet'i kullanarak bir seçim kampanyası yürütüyor. Demokrat Parti'den bu yana sağ ve muhafazakâr partiler millet CHP ve sol partiler ise 'ulus-halk' kelimesini kullanırdı, Şimdi CHP, İP ve SP'nin kurduğu ittifakın adı bile'millet ittifakı.'

CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce de İHL'ye gitmeyi ve hafız olmayı kıl payı kaçırdığını anlatıyor, Cuma namazına gidiyor, dualar eşliğinde açılışlar yapıyor.

Fakat bu 'değişim', yıllarca 'ulusçuluk' diyen, millet dememek için 'ulus' ve 'halk' kelimelerini kullanan CHP'nin üzerinde 'makyaj' gibi duruyor. Bunun, 'asıl' değil 'taklit' gibi durduğu CHP'ye yakışmadığı düşünülüyor. CHP'nin bu algıyı kırması epey zor.

***

İnce, geçtiğimiz günlerde, yerli otomobil projesinin teknolojisinin eski olduğunu, Almanya'da gezdiği otomobil fabrikalarının süper teknolojiye sahip olduğunu belirterek bu projeyi rafa kaldıracağını söyledi.

İnce kendileri yaparsa elektrikli otomobil yapacaklarını söyledi ancak zaten yerli otomobilin en önemli özelliklerinden birisi de elektrikli modelinin de üretilecek olması. Çarşıda pazarda vatandaş bile "Elektrikli araba almak için yerli otoyu bekliyorum" derken, (ki bizzat defalarca duydum çevremden) İnce'nin, yerli otomobilin elektrikli versiyonundan bihaber olması ilginç(!)

***

İnce'nin de Kılıçdaroğlu'nun her seçim öncesi izlediği türden 'negatif' ve 'yaptırmamak' üzere bir kampanya yürütmesi, akıl tutulması gibi. İlk, Halkçı Parti Genel Başkanı Nejdet Calp, televizyonda Turgut Özal'a karşı "Boğaz'a ikinci köprüyü yaptırtmayacağım", "köprüleri özelleştirtmeyeceğim" demişti.Sonra köprüler yapıldı hatta özelleştirildi.

Gerçekten enteresan. CHP'lilerin, halkın, yeni şeyler yapılmasını sevdiğini, yapmamayı değil yapmayı vaat edene oy verdiğini, icraat istediğini, değişimden yana olduğunu anlaması bu kadar mı zor?

***

İnce'nin son salvosu da İsmail Metin Temel Paşa'ya yönelik oldu. 15 Temmuz'da darbeye direnen, FETÖ'cü hainlerin öldürmek için üzerine infaz timi gönderdiği, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatı kahramanı Temel Paşa, iftar programında ordunun başkomutanı olan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı alkışladı diye İnce'nin hedefinde.

Başkomutanını alkışlayan bir generale "Apoletini sökeceğim"demek intikam çığırtkanlığıdır, aşırı tepkidir, hakkaniyetli değildir, yakışıksızdır. Kılıçdaroğlu'na fayda sağlamayan bu dil size hiç fayda sağlamaz.

Evet, askerin siyasete müdahil olmaması için, vesayeti bitirmek için yıllarca mücadele etti siyaset. Ancak 28 Şubat'ta brifing aldığı askeri ayakta alkışlayan siyasetçiye, gazeteciye gösterilmeyen tepkinin bin katını 'Başkomutanı'nı alkışladı diye Temel Paşa'ya göstermek en hafif tabirle ayıptır.

***

İnce'nin muhatabı siyasi liderlerdir asker değil. Kuzey Irak'ta terör yuvalarını dağıtıp Kandil'i kuşatırken askerimizin,polemik konusu haline getirilmesi doğru değil.

Son bir soru…

Zeytin Dalı Harekatı başladığında "Afrin merkeze girilmesin" diyen Kılıçdaroğlu'nun ardından İnce'nin de Afrin Kahramanı Temel Paşayı hedef alması sadece tesadüf müdür..?

SON DAKİKA