Orduya sızmış Fetullahçı Terör Örgütü'nün, 15 Temmuz 2016'da darbeye kalkışmasından çok kısa süre aynı ordu Fırat Kalkanı Harekâtı'na girişti. Türkiye, batılı devletlerin yıllardır 'muhabbetini' yaptığı 'DEAŞ'la mücadele'nin nasıl olduğunu dosta düşmana gösterdi. Cerablus ve El-Bab'da DEAŞ çetelerini imha etti, terörden arındırdığı bölgeyi, oraların gerçek sahiplerine vererek sosyal hayatı yeniden başlattı.
Zeytin Dalı Harekatı da 5 senedir ABD ve bazı Avrupa ülkelerince desteklenen 'Barış güvercini' denen terör örgütü PKK-YPG balonunu söndürdü. "Afrin ikinci Vietnam olacak", "100 yıllık direniş başlıyor" gibi sallamaların yalan olduğunu gördük…
***
Türkiye özellikle son 16 yıldır, Somali'den, Açe'ye, Arakan'dan, Irak, Suriye gibi mazlum coğrafyalara yaptığı insani yardımlarla biliniyor. Milli gelire oranla insani yardımda dünya birincisiyiz işte. Uluslararası diplomaside buna Soft Power (Yumuşak güç) deniyor. Ancak Fırat Kalkanı Operasyonu ve Zeytin Dalı Harekatı ile Türkiye askeri (Sert)gücünü de alana yansıttı.
Batı medyasının, iftiralarla "Türkiye sivilleri öldürüyor" yalanı da milli İHA'ların görüntüleri ile anında yalanlanarak kamu diplomasisinde büyük başarı sağlandı. Harekâtın, teröristlere yönelik olduğunu, sivillerin güvenliği için büyük hassasiyet gösterildiğini iç ve dış kamuoyu gördü.
ABD'nin, Irak Musul'da ve Suriye Rakka'da 'DEAŞ'la mücadele'de ne yaptığını dünya biliyor. Taş üstünde taş kalmadı, iki şehir de tamamen harabeye çevrildi. Aynı şekilde Rusya, Esed'le birlikte Halep, Hama ve İdlib'i viraneye çevirdi. Türkiye ise Cerablus, El-Bab ve Afrin'de şehirlerin hem altyapısını hem çevreyi hem de kültürel varlıkları korudu.
***
Aferin zaferi ile Türkiye, terör örgütü PKK'nın, PYD veya YPG adı altında bölgenin dizaynı için masaya sürülmesinin saçmalığını ispat etti. ÖSO bünyesindeki binlerce Kürt savaşçının Marksist PKK'ya karşı savaşması da "PKK eşittir Kürt" denklemini boşa çıkardı. Şimdi Afrin'in gerçek sahiplerinin Afrin'i yönetmesi sağlanarak Afrin zaferi taçlandırılacak inşallah.
***
Hatırlarsanız, Zeytin Dalı Harekâtı başladıktan iki gün sonra dönemin Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel, Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu'nu arayarak Almanya'nın "endişelerini" dile getirmişti.
Aynı Gabriel, önceki gün ise 'Der Tagesspiegel' gazetesi için "Afrin, ABD'ye bir mesajdır" başlıklı bir makale yazdı.
Gabriel özetle diyor ki, "Türkiye, Zeytin Dalı Harekatı'yla ABD'ye, kendisinin de bölgede söz sahibi olduğu ve PKK'nın kontrolü altındaki herhangi bir yapılanmaya izin vermeyeceği mesajını iletti!"
Mesele neymiş, aslında herkes çok iyi anladı.
Alman Gabriel bile anladı da bizdeki bazı 'yerli Gabriel'ler hala anlamadı ona yanıyor insan…