Türkiye dengesizlikler ülkesi. Sadece gelir dağılımı değil dengesiz olan... Bir bölgede yaşananlarla, başka bir bölgede yaşananlar, akla kara gibi birbirinden farklı olabiliyor...
Ülkenin doğu tarafından ölüm ve yoksulluk haberleri yağarken... İstanbul, yaşam ve zenginlik işareti olan çağdaş sanata ev sahipliği yapıyor.
Mesela dün (pazartesi) akşam, Akbank'ın İstiklal Caddesi'ndeki kültürsanat evi olan Aksanat'ta, 20'nci yüzyılın en önemli heykeltıraşlarından Louise Bourgeois'nın eserleri sergilenmeye başlandı. Etkinliğin küratörü ise tanıdık bir isim: Sabah yazarı Hasan Bülent Kahraman...
Bu akşam (salı) ise Sakıp Sabancı Müzesi'nde, 1950'lerin sonunda Alman ve Hollandalı sanatçıların başlattığı "Zero" (Sıfır) adlı sanat hareketinin sergisi start alacak. Zero'nun ilginç tezlerine önümüzdeki yazılarda değineceğim.
Bitmedi... Çarşamba akşamı İstanbul Modern Müzesi'ndeki davetle birlikte 14'üncü İstanbul Bienali başlıyor. "Tuzlu Su" başlıklı etkinliklerin düzenleyicisi İstanbul Kültür Sanat Vakfı... Ana sponsor ise Koç Holding... Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da sergileri izlemek ücretsiz.
(Not: Hep "akşam" diyorum... Çünkü "açılış davetleri" akşamları yapılıyor. Ertesi gün ise isteyen herkes sergiyi gezebiliyor.)
Cuma sabahı ise çağdaş sanatın önemli fuarlarından ArtInternational başlıyor. Haliç Sütlüce'deki Kongre Merkezi'ne gidecek olan meraklılar, dünyaca ünlü sanatçıların eserlerini pazar akşamına kadar görme fırsatını bulacak. (Fuar olduğu için girişler ücretli.)
Kıssadan hisse:
Çağdaş Sanat, bu topraklarda var olabildiği sürece, Türkiye'nin kendini toparlama ihtimali sürüyor demektir. Sadece para açısından değil... IŞİD'in nasıl bir sanat düşmanı olduğunu düşünürseniz; ideolojik açıdan da geçerli bu dediğim...
Çocuğunuzu bu etkinliklere götürmeye çalışın. Sanatın "güzel resim" ya da "ulu önder heykeli" yapmaktan ibaret olmadığını bizzat görsün. Çağdaş sanat, günümüz postmodern dünyasının yansımasıdır ve unutmayın ki çocuğunuz büyüdüğünde mücadelesini o âlemde yapacak.