Sorarsınız: "Atatürkçülük nedir?" Bazısı, "Atatürk'ü sevmektir" diye cevap verir. Halbuki asıl numara şu noktada: Atatürk'ü seveni de seviyor musun? Daha doğrusu, "Atatürk'ü seviyorum" diyenleri de seviyor musun?
Atatürkçülük sadece vesayet rejimi kurmaya ya da darbe yapmaya yaramaz. "Atatürkçüyüz" nutukları atanları kayırmaya da yarar.
Böylece Atatürkçü kurumlar özerkleşir. Özerkleşme denetimsizliğe doğru gider. Denetimsizlik halkın vergilerini en azından çarçur etmekle sonuçlanır.
***
İnanmayanlar için birkaç misal:
Amirallere Suikast İddianamesi'nin ek klasörlerinde, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı
Özden Örnek'e ait günlüklerin,
Nokta dergisinde yayınlanmamış kimi bölümleri yer alıyor.
Mesela şu satırlar:
"Necdet Timur Orgenerallere oturmaya gittik. Bol dedikodu yaptık. Bu arada inanılması zor şeyler de öğrendim. Oturdukları daire
Hüseyin Kıvrıkoğlu'nun kendisi için yaptırdığı bloğun içinde
260 metrekare. Kıvrıkoğlu bir kez gelip daireyi görmüş ve beğenmeyerek baştan inşa ettirmiş. Hangi yetki ve hakla bu daireyi yaptırmış bilinmez. Bu kadar büyük daireler olunca yakıt parası da fazla. Hele binanın yarısı boş olunca, daha da fazla...
1 milyar lira olan yakıt parasının
400 milyonunu kendileri ödüyor, geri kalan ise
Genelkurmay tarafından
kantin parasından ödeniyormuş. Lojmanın boş kalması da ayrı bir yasal suç... Kantin parasının buraya ödenmesi ise tam yargılık bir mesele..."
Tabii kurum böyle olunca, onun çevresinde kümelenen
iş erbabı da gemi azıya alıyor.
İşte bunun örneği:
"Gölcük'te... Bazı şirketlerin adeta bir ihale mafyası gibi davrandıkları ve ihaleye katılmak isteyen bazı şirketleri kovaladıkları, istediklerini ihaleye soktukları ve böylece muhtemelen onlardan komisyon aldıkları, yerel birçok iş sahibinin birden fazla şirketi olduğu ve ihalelere bunlarla girdikleri, böylece az kırımla ihale aldıkları, bazı müteahhitlerin görevli personel ile anlaşarak şartnameleri uygun bir şekilde hazırlattıkları veya muayene komisyonlarını yönlendirdikleri gibi hususlar tespit ettim."
Bahsedilen patronlarının, yöneticilerin, kullanılan aracıların ve bilumum tedarikçilerin
fevkalade Atatürkçü olduklarına dair hiçbir kuşkumuz yok değil mi arkadaşlar?
Hem Atatürkçülüğün ne işe yaradığını, hem de ordunun sivil denetime niye direndiğini anlamış bulunuyoruz.