Osmanlı'dan Cumhuriyet'e intikal eden, 'çağdışı' bir ekonomi zihniyeti var: "Para kazanmak ayıptır... Adam zenginleşmişse, mutlaka bir katakulli yapmıştır."
Bu yaklaşım maalesef günümüzde dahi sürüyor. Ve sonuç: Girişimcilik güdük kalmış durumda. İşadamları sadece yaşadıkları bölgenin onlara sunduğu fırsatları değil, mesela Avrupa Birliği'nin kaynaklarını da kullanmakta aciz kalıyor.
İşte bu zihniyeti kırmak için üç yıl önce Garanti Bankası önemli bir projeyi yürürlüğe koydu: Anadolu Sohbetleri...
Geçen süre içinde 23 il gezildi. 25 toplantı düzenlendi. 8 bini aşkın KOBİ (Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler) ile temas kuruldu. Sorunlar saptandı. Piyasa değerlendirmesi yapıldı. Mevcut ve potansiyel iş imkanları ortaya kondu.
Anadolu Sohbetleri'nin 2005 programında ise Avrupa Birliği merkeze alındı. Bu konu çok önemli: Çünkü AB'nin çeşitli fonları var. Onlardan yararlanmak için bir fikri olmak, bu fikri proje haline getirmek ve ardından ilgili birimlere başvurmak gerekiyor. Proje kabul görürse para musluğu açılıyor.
Ancak yukarıda da sözünü ettiğim gibi Türk girişimciler durumun farkında dahi değil. Farkında olanlar ise mesela bir projeyi nasıl oluşturacaklarını, nasıl kaleme alacaklarını bilmiyorlar. Bu kez Van'da düzenlenen Anadolu Sohbetleri işte bu noktada devreye giriyor. Yerel girişimcinin ulusal ve küresel ekonomiyle buluşmasında önemli bir rol oynuyor.
Gelin dünkü toplantıda ele alınan bazı konulara şöyle bir göz atalım: Doç. Deniz Gökçe, Türkiye ekonomisi ve dünyadaki gelişmeler açısından Van'ı ele aldı... Uluslararası Nakliyeciler Derneği Başkanı Fatih Şener ' sınır ticareti'ne değindi... Van Et Genel Müdürü Hikmet Kaya Tokmakçıoğlu hayvancılık ve et sektörünün bölgedeki durumunu değerlendirdi... Arkeoloji ve Sanat Yayınları Editörü Nezih Başgelen 'kültür turizmi' açısından Doğu Anadolu'nun ne kadar büyük bir potansiyele sahip olduğunu gösterdi... AB Genel Sekreterliği Topluluk Programları Koordinatörü Sevinç Atabay, Avrupa'nın Van'a ne gibi katkıları olabileceğini anlattı...
Garanti Anadolu Sohbetleri gayet değerli bir bilgi birikimi sağlamakla yetinmiyor, yerel girişimcileri eğitiyor da...
Türkiye'nin, sadece İstanbuluyla, İzmiriyle, Antalyasıyla değil, tüm bölgeleriyle küresel ekonomiye eklemlenmesi gerekiyor. Gelişme, refah ancak böyle sağlanır. Toplumu kemiren işsizlik ancak böyle kırılabilir.
Şimdilik bu kadar. Konuyu tekrar ele alacağım.