Okurumuz Yahya Kabak özetle diyor ki: " Nur cemaatiyle ilgili yazı dizisini ilgiyle okuyorum. Ancak Türkiye'nin Gizli Tarihi başlıklı köşe yazınızı okuyunca şaşırdım. Bu maksadını aşan bir ifade değil mi? Türkiye, Nur cemaati midir?" Yahya Kabak iyi ki sormuş. Şu 'gizli tarih' konusunu biraz daha açalım.
Ama önce bir haber:
DenizBank hayırlı bir işe imza attı ve Alpay Kabacalı'nın "Bilinmeyen Yönleriyle Cumhuriyet Tarihi" başlıklı kitabını bastırdı. Büyük boy, 320 sayfa.
Kitabın görsel malzemesi de çok güzel: Tarihi fotoğraflar, eski gazetelerin sayfaları, çeşitli belgeler, afişler vs.
Aslına bakılırsa 'bilinmeyen' çok fazla şey yok. Arşivler orada duruyor. Birçok olayın tanıkları hâlâ hayatta. Yani bilinmeyen değil... Araştırılmayan, anlatılmayan ve öğretilmeyen bir tarih söz konusu.
Şimdi size Alpay Kabacalı'nın kitabından bir iki olay sayacağım: Bolşevikler ve Yeşil Ordu... Ali Kemal'in Linç Edilmesi... İzmir Suikastı... Atatürk-İnönü Dargınlığı... Nevzat Tandoğan'ın İntiharı... Tan Gazetesi Baskını... 6-7 Eylül Olayları... 14'lerin Tasfiyesi... Kanlı Pazar...
Saydığım olayların kaçını duydunuz? Kaçı hakkında ne kadar bilginiz var? O bilgileri nereden aldınız? Bu sorulara samimiyetle cevap verirseniz... Göreceksiniz ki tarihimiz bize anlatılmıyor.
Birçok konunun üstü örtülüyor. Olmamış ya da önemsizmiş gibi davranılıyor.
Nur cemaatinin tarihi de böyle... Sempati de duysak, nefret de etsek sonuç aynı: Bilmiyoruz. Halbuki onlar da bu ülkenin vatandaşları. Doğru ya da eğri; bir şeyler yapmışlar, bir idealin peşinden koşmuşlar, kâh bayram etmişler, kâh hapislerde çürümüşler.
İşte bu nedenle "Türkiye'nin gizli tarihi" tabirini kullanıyorum. "Türkiye tarihi eşittir Nurculuk tarihi" demiyorum. Sağcısından solcusuna Türkiye tarihine dahil edilmeyen, dışarıda bırakılan öyküler olduğunun altını çiziyorum.
Sanırım anlatabildim.