Şimdiye dek "Said Nursi'den Fethullah Gülen'e Nur Cemaati" başlıklı dizimiz hakkında bir yorumda bulunmadım. Bugün bir ilginç noktaya değinmek istiyorum.
Ben bu diziyle birlikte çok sayıda tepki mesajı bekliyordum. Her iki anlamda da: Olumlu ve olumsuz.
Birinci tahminim tuttu: Olumlu tepkiler yağmur gibiydi. Her gün yüzlerce mesaj geldi. Bu gayet normal. Çünkü Nurcular övüldü ya da yerildi. Konunun içinde olan bir kişi şu tabiri kullanmıştı: "Bizimkiler köpürtüyor, diğerleri karalıyor. " Biz ise elimizden geldiğince nesnel bir yaklaşım gösterdik. Övmedik de, yermedik de... Olup biteni anlatmaya çalıştık.
Evet, işte bu yüzden olumlu mesajları zaten bekliyordum. Ancak diğer beklentim aynı yoğunlukta bir olumsuz mesaj yağmuruydu: " Bu gericileri, bu şeriatçıları niye yazıyorsunuz? Neden nesnel bir üslup kullanıyorsunuz? " Ancak yanıldım. Sabah okurları bu yaklaşımı çok beğendi. Dizinin ilk iki gününde olumlu ve olumsuz mesajların oranı 10'a 1'di . Yani: 10 olumlu, 1 olumsuz. Günler geçtikçe ara daha da açıldı: 20'de 1'e kadar ulaştı.
Peki bunun nedeni neydi? Bir yorum şu olabilir: Sanırım SABAH okurunun zihninde tabular yok. Herhangi bir görüşe, siyasitoplumsaldini harekete daha baştan 'tu kaka' demiyor. Önyargıyla yaklaşmıyor. Öğrenmek, anlamak, bilmek istiyor. Yine diziyle ilgili beni çok şaşırtan bir durumla karşılaştım. Çünkü şu tip mesajlar aldım: "Dizide Bediüzzaman'ın hayatına ilişkin benim bilmediğim birçok olaya değinmişsiniz. Sizin sayenizde öğrendim."
***
Evet, bu tip mesajlar çok değildi ama yine de anlamlıydı. Şöyle düşündüm: Demek ki cemaat içinde yapılan 'dersler'de Said Nursi'nin eserleri öğretilip tartışılıyor ama hayatı aynı oranda öne çıkarılmıyor.
Halbuki insanlar fikirler kadar o fikirleri ortaya atan kişilerin yaşamını da öğrenmek ister. Üstelik Said Nursi bugünden bakıldığında sıra dışı bir yaşam sürmüş. Bediüzzaman'ın hayatı aynı zamanda Osmanlı'dan Cumhuriyet'e geçişin de öyküsü. Bir bakıma Türkiye'nin gizli tarihi... Onu da bilmek gerek!