Hale Tenger, favori kadın sanatçılarımdan değildir. Emre Aköz, geçtiğimiz hafta İstanbul Modern'de Hayal ve Hakikat sergisinde Hale Tenger'in işini yazınca hele de öyle yazınca dayanamadım. Kendisini savunma ihtiyacı duydum. Aköz, sosyoloji okumuş bir köşe yazarı olarak sergiye gitmiş ve Tenger'in işinin yanlış bir bilinç eseri olduğuna karar vermiş. Karar vermekle kalmamış oturmuş bunu köşesinde eserin sanat değil siyaset açısından öyle olduğunu belirterek yazmış:
"Hale Tenger 1990'da 30 yaşındaydı. Belki de saydığım gazetelerin etkisinde fazla kalmış ve sonuçta ortaya bir 'yanlış bilinç eseri' çıkmıştı. Olabilir. İnsanlar değişiyor. Uyanıyor. Farkına varıyor. Büyük olasılıkla Hale Tenger de gerçeği anlamıştır aradan geçen 21 yıl içinde."
Aköz, eseri siyaset açısından yorumlarken işle ilgili sergide yer alan açıklamadan hareket etmiş. Açıklama, işi Tenger'in Bahriye Üçok'un öldürülmesinden sonra yaptığına dikkat çekiyor. Aköz zaten açıklamayı da beğenmiyor. Çok genel buluyor. Haklı. Sergi açıklamaları İstanbul Modern'de her zaman bir kriz konusudur. Ama konumuz bu değil. Konumuz, bir iş söz konusu olduğunda o işi üretenin yanlış bir bilince sahip olarak değerlendirilemez olduğu...
Güncel sanat yapıtlarının sanat ve siyaseten pek çok çağrışıma birlikte açık olduğu... Bu yapıtın karşısına geçip bu yapıtı üretenin siyasi olarak nasıl yanlış bir bilince sahip olduğuna karar vermenin asıl yanlış bir bilinç ürünü olduğu. Fakat asıl şaşırtıcı olan Aköz'ün "ya Emine Erdoğan bu ne iş deseydi, Hale Hanım ne diyecekti?" sorusu.
Tenger'in İslamcı ya da İslamcı karşıtı olması eserin de bu kıstaslarla değerlendirilmesini gerektirmez. Eser, kendi hayatını kendi yaşar ve çevresindekilere yaşatır. Bu yapıt da öyle. Abdesti de çağrıştırabilir. Mücadeleyi de... Kan, performans sanatı tarihine bir gönderme de olabilir, bedenin ölümlülüğüne de... Bu işin, gizemli ve hepimizi konuşturur olma çabasında olduğu aşikar. O yüzden mümkün olduğu kadar konuşmalıyız, doğru ya da yanlış. Doğrusu insan, merak etmeden duramıyor; Emre Aköz doğru bilinç eserlerinden oluşan bir sergi açsa bu sergide neler olur, hele bir de sergiyi Emine Erdoğan açsa ve eserlerden biri için "bu ne iş" diye sorsa, Emre Aköz ne cevap verir?