Dımaşk'ın 80 km. kadar güneybatısında Havran bölgesindeki Cevlân'da, bugünkü Nevâ'ya çok yakın bir yerde kurulmuş bir şehirdi. Câbiyetülcevlân veya Câhiliye döneminde Gassânîler'in idarî merkezlerinden biri olduğu için Câbiyetülmülûk diye de meşhurdur. Dımaşk'ın güneybatı tarafındaki kapısına bugün de Bâbülcâbiye denilmektedir.
Câbiye, Hz. Ebû Bekir devrinde Suriye'de ilk fethedilen yerler arasında zikredilir. İslâm fetihleriyle birlikte önemi artan Câbiye Dımaşk askerî bölgesinin (cünd) merkezi oldu ve burada bir cami ile minber yapıldı. Emevî Halifesi Süleyman b. Abdülmelik'in (715-717) bu merkezi Halep'in kuzeyindeki Dâbık'a nakletmesine kadar Câbiye bu durumunu muhafaza etmiştir. Yermük Savaşı sırasında Bizanslılar'la burada küçük bir çarpışma olmuş ve savaşta alınan ganimetler burada toplanmıştır.
Muâviye zamanından itibaren Dımaşk'ı bile gölgede bırakan ve İslâm tarihinde Câbiye'ye unutulmaz bir ün kazandıran husus, Hz. Ömer'in halife olarak burayı ziyaret etmesidir. Hz. Ömer hıristiyanların Kudüs'ü bizzat halifeye teslim etmek istedikleri için Câbiye'ye geldiği ve oradan Kudüs'e geçtiği ya da Hıms'ı muhasara etmekte olan Ebû Ubeyde'ye yardım etmek için geldiğine dair rivayetler olmakla beraber Hz. Ömer'in fetihlerden sonra ele geçen toprakların durumunu tanzim ve gayri müslim halkın statülerini tayin etmek, başkumandan Ebû Ubeyde ve diğer kumandanlarla istişarelerde bulunmak ve onları teftiş etmek üzere Câbiye'ye gelmiş olduğuna dair olan rivayet daha doğru kabul edilmektedir. Seyahatin tarihi hakkında 15 ile 18 (636-639) yılları arasında değişen çeşitli rivayetler vardır. Vâkıdî halifenin 16 yılı Safer ayında (Mart 637) Câbiye'ye geldiğini ve orada yirmi gün kalarak ganimetleri taksim ettiğini söyler. Hz. Ömer'in Câbiye'de ashâb-ı kirâmın ileri gelenlerinin ve Suriye'deki bütün emîrlerin katılmasıyla yaptığı bu önemli toplantı "yevmü'l-Câbiye", orada okuduğu hutbe de "hutbetü'l-Câbiye" adıyla meşhur olmuştur. Hz. Ömer bu hutbesinde Kur'an'dan bir şey sormak isteyenlere Übey b. Kâ'b'ı, fıkıh için Muâz b. Cebel'i, ferâiz* için de Zeyd b. Sâbit'i tavsiye etmiş, fey* gelirlerini taksim ederken göz önüne alacağı esasları sıralamış, savaşla ele geçen toprakları ganimet gibi dağıtmayacağını beyan etmiş, bu arada müslümanlara bazı nasihatlerde bulunmuş ve gayri müslimlerle münasebetlerinde dikkat edecekleri hususlara işaret etmiştir.
Hz. Ömer'in Medine'de yerine Hz. Ali'yi vekil bırakarak ileri gelen birçok sahâbenin iştirakiyle gerçekleştirdiği bu seyahati ve Câbiye'deki hutbesi İslâm kaynaklarında önemli bir yer işgal eder. Lammens'e göre divan teşkilâtının temeli Câbiye'deki toplantı sırasında atılmıştır (İA, III, 5).
Emevî hilâfetinde iktidarın Süfyânîler'den Mervânîler'e geçişi de Câbiye'de gerçekleşmiştir. Emevîler II. Muâviye'nin ölümünden sonra kime biat edileceği hususunda karar vermek üzere burada toplanmışlar ve 3 Zilkade 64 (22 Haziran 684) tarihinde Mervân b. Hakem'e biat etmişlerdir. Abbâsîler zamanında hemen hiçbir önemi kalmayan Câbiye Dımaşk'a bağlı küçük bir yerleşim merkezi haline geldi.
Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi