Ahmed Zühdü ilk tahsilini Maârif-i Adliyye Mektebi'nde yaptı. Arapça ve Farsça öğrenmeye başladı. Beyazıt Camii'nde "Büyük Kıbrıslı" lakabıyla tanınan Hoca Mehmed Efendi ile Ayaşlı Mustafa Tevfik Efendi'den Şerḥu'l-Akāid okuyarak icâzet aldı. Bu arada malî usulleri, defter tutmayı ve hesap işlerini öğrendi. 1847 Nisanında henüz çok genç iken maliye hazinesi kalemlerinden esham muhasebesinde çalıştı. Ardından tediye sandığı ile vâridât muhasebesinde kurulan banka muhasebesi mümeyyizliğine getirildi. Temmuz 1868'de Bank-i Osmânî-yi Şâhâne muhasebecisi oldu. Bir yıl sonra vâridât ve banka muhasebeciliğinin birleştirilmesiyle Vâridât-ı Umûmiyye muhasebeciliğine, Eylül 1871'de Dîvân-ı Muhâsebât başkanlığı ile birlikte Maliye Nezâreti müsteşarlığına tayin edildi. Ardından sırasıyla Saruhan sancağı ve Beyrut mutasarrıflığına, ikinci defa Dîvân-ı Muhâsebât reisliğine, Temmuz 1873'te ikinci defa Maliye Nezâreti müsteşarlığına, Orman ve Maâdin Bankası, Eshâm-ı Umûmiyye Emaneti ve Rüsûmat Emaneti umum müdürlüğüne, Eylül 1878'de Rüsûmat Emaneti üstünde kalmak şartıyla Maliye nâzırlığına getirildi. Maliye nâzırlığından ayrılmasından kısa bir süre sonra buraya ikinci defa atandı. Eylül 1885'te Nâfia nâzırı oldu. Bu nezâretin Aralık 1886'da Ticaret Nezâreti'ne bağlanması üzerine Hudâvendigâr (Bursa) valiliğine tayin edildi. Nâfia nâzırı iken kendisine vezirlik rütbesi verildi. Ağustos 1887'de tekrar Maliye nâzırlığı ile görevlendirildiyse de 4 Eylül 1891'de buradan ayrıldı ve Maârif-i Umûmiyye nâzırlığına getirildi. Ayrıca bir süre Dahiliye nâzırına vekâlet etti. 5 Mayıs 1901'de dördüncü defa Maliye nâzırlığına tayin edilen Zühdü Paşa aynı zamanda vekâleten Maârif-i Umûmiyye nâzırlığı görevini de sürdürdü. Ağustos 1901'de Maliye'den ayrılıp yalnızca asaleten Maarif nâzırı oldu.
Maârif-i Umûmiyye nâzırlığı süresince dârülfünunun kurulması hazırlıklarını yapmak, teşkilâtını ve programını düşünmek ve düzenlemekle işe başladı. Çeşitli Avrupa ülkeleri üniversitelerinden iç tüzük ve programlar getirilip Türkçe'ye çevrildi. Kurulan komisyon toplantılarına Zühdü Paşa bizzat başkanlık ederek dârülfünunun açılması yolunda büyük çaba harcadı. 19 Ağustos 1900'de Mekteb-i Mülkiyye'de yaptığı bir konuşma ile dârülfünunu öğretime açtı. Malî müzakereler yapmak, Düyûn-ı Umûmiyye'nin ertelenmesi ve yeni istikrazlar için ilki 1875'te iki defa Paris'e, bir defa da Londra'ya gitti. Rus savaşı esnasında bazı malî tedbirler alınması ve istikraz gayesiyle tekrar Londra'ya gidip başarı ile geri döndüğü resmî hal tercümesinde yazılıdır. Maarif nâzırı iken 12 Nisan 1902'de Koska'daki konağında vefat eden Ahmed Zühdü Paşa vasiyeti gereğince, 1301 (1884) yılında Kadıköy Kızıltoprak'ta inşa ettirdiği caminin (Zühdü Paşa Camii) hazîresindeki kabristana defnedildi. Kurduğu bir vakıfla öğrencileri ücretsiz kabul eden bir ilkokul yaptırdı. 1888-1921 yılları arasında açık kalan bu okulun öğretmenleriyle çalışanlarının maaşlarının ödenmesi ve caminin masraflarının karşılanması için birtakım emlâk ve arazilerini tahsis etmişti. Çeşitli madalya ve nişanlar alan Zühdü Paşa'nın şairliği de vardır. Ayrıca idâdîlerde uzun yıllar okutulan ve günümüzde de bastırılan el-Mecmûatü'z-Zühdiyye fi'l-ahkâmi'd-dîniyye adlı (I-II, İstanbul 1311, 1313), fıkıh meselelerini ihtiva eden bir kitap yazmıştır.
Kaynak: TÜRKİYE DİYANET VAKFI İSLAM ANSİKLOPEDİSİ