1800'lü yıllardan itibaren kullanımda olan distimi kavramı, 1900'lü yıllarda nevrotik depresyon olarak tanımlanmış olup, nörotik çökkünlük, depresif kişilik gibi tanımlamalarla adlandırılmış, günümüzde ise distimi olarak bilinmektedir.
Genel anlamda, en az iki yıl süre ile depresif belirtilerin olması ancak ağır depresyon belirtilerinden daha düşük şiddette olması ile tanısal ayırımı yapılmaktadır. Diğer bir deyişle, çok ağır olmayan şiddette çökkünlük, kendini mutsuz hissetme, iştah ve uyku değişiklikleri, enerji azlığı, değersizlik duyguları gibi depresyon belirtilerinin en az 2 yıl süre ile yaşanması ile tanı konulur. Belirtilerin şiddetinin düşük olması ve kronik seyir göstermesi ise kişinin kişilik yapısının özellikleri gibi görülmesine sebep olmakta, bu da hem tanı, hem de tedavi konusunda güçlüklere neden olabilmektedir.
Genellikle genç yaşlarda başlayıp, kadınlarda erkeklere göre daha sık görüldüğü bilinmektedir. Kişinin bu yakınmaları günlük yaşamında ve iş hayatında aksamalara neden olmaktadır.
Başvuru genellikle bedensel yakınmalar ile olup, diğer tıbbi hastalıklarla açıklanamayan belirtiler görülür. Nedensel özelliklerinde ailede depresyon bozukluğu olması, olumsuz yaşam koşulları, fiziksel bütünlüğü bozan hastalıklar, kayıplar ve travmatik yaşamlar, düşük sosyo ekonomik düzey gibi faktörler sayılabilir.
Distimik bozukluğu olan bireylerde dönem dönem ağır depresyon gelişebilir. Bu durumda tanı çifte depresyon olarak adlandırılır. Tedavi ise depresyon bozukluğu gibi kişi özelinde formüle edilip, antidepresan veya ilaç tedavileri, psikoterapi yöntemleri ile planlanmaktadır.
Yaşanan olumsuz duygularımızın hangisinin normal bir süreç, hangilerinin kişilik özelliğimiz hangilerinin distimi veya depresyon bozukluğu olduğu konusunda yardım almak ise gereksiz ilaç kullanımını önleyip, yaşam kalitemizi arttıracaktır.