Anoreksiya nervoza, çoğu kişinin aşina olduğu, gerek risk ve tehlikeleri gerekse nedenlerinin çok yönlü olması sebebi ile sıkça merak edilen bir bozukluktur. Anoreksiya nervoza, kişinin kilo almaktan çok korkması ve sürekli bununla ilgili zihinsel meşguliyetinin olması, belirgin bir düşük beden ağırlığına sahip olunmasına rağmen kilo alımını engelleyici davranışlarda bulunulması ile karakterizedir. Kişi belirgin olarak zayıftır ancak kendisini zayıf olarak algılamaz. Bu sebeple yemek yemekten kaçınır.
Çoğunlukla yeme miktarında azalma ve aşırı kısıtlayıcı diyet ile seyretse de, kısıtlanmış rejim ile birlikte aşırı yeme ya da çıkarma davranışlarının bulunduğu bulimik tip ile de seyredebilmektedir. Bulimia nervosa denilen aşırı yeme ve çıkarma atakları ile seyreden bozukluk ile ayırımındaki en belirgin fark, anoreksiya hastalarının düşük kilolarda olduğu ancak bulimia nervoza hastalarının normal veya üstü kilolarda olmasıdır.
Bu klinik tanının önemi nedenselliğinin çok yönlü olması ve hayati tehlike oluşturabilecek sonuçları olabilmesidir. Sinsi ve ileleyici seyreden bu bozukluk için mutlaka uzman yardımı alınmalıdır.
Genetik yatkınlık, serotonin düşüklüğü gibi hormonel faktörler, cinsiyet, travmatik yaşantılar, toplumsal kabul ve kültürel faktörler gibi pek çok nedeni bulunmaktadır. Kadın olmak, genç yaş grubunda olmak, birinci derece akrabalarında anoreksiya nervoza bulunması, sosyo-kültürel normlar, cinsel travma gibi durumlar bunlara birkaç örnek olarak verilebilir.
Bunun yanında anoreksiya nervoza tanısı için öncelikle genel tıbbi muayenelerinin yapılması gerekmektedir. Çeşitli endokrin hastalıkların anoreksiya benzeri tabloya yol açabildiği bilinmektedir.
Tedavi yaklaşımında amaç yalnızca kilo alımını sağlamak değil, neden olabilecek psikolojik nedenleri irdelemek olmalıdır. Bu sebeple kişi çok yönlü değerlendirilmelidir. İlaç sağaltımın yanında, aile desteği, psikoterapi yöntemleri ile kişi özelinde tedavi planlanmalıdır. Şiddetli kilo veren, hipotermi hipotansiyon elektrolit dengesizliği gibi tansiyon vücut ısısı ve biyokimyasal değişiklikleri olan hastaların yatırılarak tedavi görmesi gerekmektedir.
