Hepimiz, yeni bir güne gözümüzü açtığımız ilk dakikadan itibaren tekrar uykuya dalana değin zamanımızın neredeyse tamamını geçmiş ya da gelecekle ilgili düşüncelerle geçiriyoruz.
Geçmişimizde deneyimlediğimiz her türlü anıyı ve duyguyu temel alarak geleceğimizle ilgili yargılar, endişeler, kararlar oluşturuyoruz.
Ve her gün on binlerce düşüncemizin büyük çoğunluğu bir önceki günküyle AYNI! Hayatımızın tekrarlardan oluşmasının sebebi de işte bu...
Geçmiş-gelecek döngüsünün dışında kalabildiğimiz tek yer ise; an.
ODAĞINI YÖNETEBİLİRSEN HAYATINI YÖNETEBİLİRSİN: ODAK NEREDE BAŞLIYOR; 'AN'DA!
İnsanoğlu iletişime açık bir varlıktır. Dış uyaranlardan gelen sinyaller, iletişimin başlangıcıdır. Bir işle meşgulken, zihin bu meşguliyeti bozacak her türlü dış uyarana kendini kapatır.
Zihnimiz, geçmişte yaşanmış, artık değiştiremeyeceğimiz olaylara da takılı kalabilir.
Oysa bu mesajlar "eski plaklar" gibidir. Özellikle de olumsuz yaşantılarla karşılaştığımızda zihnimizde çalmaya başlayan bu eski plaklarda hep olumsuz mesajlar bulunur. "Çok zayıfsın!", "Yeterince akıllı değilsin!" veya "Her şey senin kabahatin" gibi.
Bu olumsuz düşünceler tamamen o andaki ruh halimizin sonucudur. Plakları tekrar tekrar dinleyerek artık gerçekle plakların mesajlarını ayırt edemez hale geliriz. Ruh halimiz de giderek kötüleşir.
BEYİN DALGALARIMIZI DEĞİŞTİREREK DUYGULARIMIZI DEĞİŞTİREBİLİRİZ
Yapmamız gereken, beyin dalgalarımızı değiştirmek. Peki bu ne anlama geliyor?
BETADA KORKU VARKEN ALFADA YAŞAMIN KENDİSİ VARDIR
Stres (gerilim) halinde ve kafamızın dağınık olduğu durumlarda ise beta dalgalar ortaya çıkar.
Beyin dalgaları düşük olduğunda, algı şeklimiz de farklılaşır ve algımıza göre tepki veririz.
Beta frekansında vücuda kortizol kimyasalı salgılanır ve bağışıklığımızı düşürür. Zihinsel yorgunluk, tembellik hali ile baş başa kalırız. Ayrıca kaygılı ve stresli olduğumuz için kendimize daha fazla kaygı ve stres çekeceğimiz olaylarla karşılaşırız.
"Korktuğum başıma geldi" sözündeki gibi, korktuğumuz şey başımıza gelebilir.
Parasız kalmaktan korkuyorsak, iki yakamız bir araya gelmiyorsa bu, zihnimizdeki programın sonucudur. Sürekli giderlere odaklanırsak, giderler artar. Gelirlere odaklanırsak, gelirimiz artar. Korkuda, endişede kaldığımız her an beta frekansı yayarız.
NEYE ODAKLANIRSAN KENDİNE ONU ÇEKERSİN
Anda edinebileceğimiz küçük mutluluklar, büyük mutluluklara zemin hazırlar. İçtiğimiz kahvede, yediğimiz yemekte, ettiğimiz sohbette kısacası andaki mutluluk arayışlarımız, büyük mutlulukların habercisi olur.
Hayatınızın hangi yöne doğru gitmesini istiyorsanız, hedefiniz ve amacınız neyse onunla ilgili olumlamaları hayatınıza dahil edin. Bunları ne kadar çok kalpten inanarak tekrar ederseniz, o kadar çabuk hayatınıza alırsınız.
Bir de negatif konuşmalarınızın farkına varın. Kendinizi negatif konuşurken ya da şikayet ederken bulduğunuzda, orada bir korku var demektir. Hemen "iptal" deyip arkasından pozitifini söyleyin. Diyelim ki bir şeyi çok beğendiniz ama onu alacak paranız yeterli değil. "Param yok, alamam" ya da "Bu çok pahalı" demek yerine, "Şu anda seçimimi bu yönde yapmıyorum" diyebilirsiniz.
Bunu alışkanlık haline getirdiğinizde, negatif düşünce ve duyguların hayatınızdan çıktığını ve daha mutlu bir yaşama adım attığınızı fark edeceksiniz...