"Ah" ve "beddua" kelimelerinin duyduğumuz ilk anda bize hissettirdiği tek duygu kötü bir enerji, öyle değil mi? Peki ya size bu kötü enerjinin nesiller boyunca aktarıldığını söylesem?
"Dedesi koruk yer, torununun dişi kamaşır", atalarımızla aramızdaki karmik bağı en iyi anlatan atasözüdür. Eski nesillerin yaptığı yanlışların yarattığı sıkıntının dönüp dolaşıp çocuklarına ve torunlarına etki edeceğini anlatır.
DNA kayıtlarımız nedeniyle onların fiziksel özelliklerini aldığımızı kabul etmek, bunu somut olarak gördüğümüz için kolaydır.
Yaşadığımız blokajların ve bir türlü çözüme kavuşmayan sorunlarımızın da enerji bağları yoluyla atalarımızdan geldiğini kabul etmek ise zorlayıcı olabilmektedir.
Belki farkında değiliz ama; atalarımızdan gelen enerjisel bağları çözümlemeden evlenmemiz ya da ciddi bir ilişkiye başlamamız risklidir.
Ailemizden gelen karmik yükleri kendi çocuklarımıza yansıtmamız kaçınılmazdır. Bizim çözmeyi reddettiğimiz blokajlar, gelecek nesillere aktarılmaktadır.
Atalarımız; seçemediğimiz zürriyetimizdir. Kök ailemiz ve bunun dışındaki 7 kuşağın içinde bulunan 256 kişinin enerjileri bizi de etkiler.
Hatta bu zürriyete düşükler, dış gebelikler, kürtaj nedeniyle hayata gelmemiş bebekler de dahildir.
POZİTİF ENERJİLER DE GEÇİYOR
Atalarımızdan bize sadece negatif blokajlar miras kalmaz tabii. Duygusal zeka, manevi değerler, merhamet, vicdan, sevgi, maddiyat ve daha birçok konuda da enerjisel olarak bağlıyız.
Yani sadece karmaları, blokajları, ah ve bedduanın dönüşümünü almıyoruz, onlardan bize pozitif birçok enerji de geçiyor. Ama en çok sirayet eden ah ve beddua enerjilerinin yansıması ne yazık ki…
Ah ve ve bedduadan kısaca bahsedeyim. Birisinin yüreği acıdığı zaman, o acı "ah"tır. Bu yaşandığı anda sistem devreye girer ve üzen, kıran, sıkıntı veren, kalbi acıtan kişiye cezayı verir.
Beddua ise kötü istektir. Öfke, nefret, haksızlığa uğramak, aldatılmak gibi durumların yarattığı duygu yumağı içinde; karşı tarafa bu negatif enerjiyi sözlü olarak göndermektir.
Bunun sonucu da ya o kişinin ya da torunlarının hayatında gerçekleşir.
ŞİFALANMAYI SEÇMEK ÖNEMLİ
Atalarımızdan bize "miras" kalan bu ah ve beddualardan nasıl arınacağımıza gelince…
Şifalanmak, hem negatif enerjinin sonraki nesillere tezahür etmemesi hem de sevgi dolu bir dünya için şart…
Sessiz bir ortamda yapacağınız meditasyon ve olumlama çalışmaları ile bu enerjilerden kendinizi temizleyebilirsin sadece atalardan gelen karma için değil üzüldüğümüz ve mutsuz olduğumuz anlarda da eterik beden bağımızı kişilerden kesebiliriz örneğin sizi üzen mutsuz eden kişinin enerjisi kalp çakranıza bağlanır ve enerjisel olarak negatif enerjiyi aktif kılar meditasyon ile olumlamalarla eterik bağlarımızı kesmek önce kolay olmayan bir çalışma gibi gözükse de birkaç deneme sonrasında o kişiye duyduğunuz öfke silinecektir.
Eterik bağ kordonlarımız atalarımız dışında anne baba kardeşlerimizle de vardır Bu kordonları imgeleyerek " atalarımdan bana geçen bana ait olmayan sana ait olan yüklerimi bırakıyorum sen kendi kaderini yaşadın ben ise özgürleşerek kendi enerjimle hayatımı yaşamaya seçiyorum tüm yükleri sevgi ile uğurluyorum " bu ve buna benzer cümleler de ekleyerek şifalayabilirsiniz .