Siz de kelimelerin gücüne inananlardan mısınız? Hepimizin nutkumuzun tutulduğu; gelişen bir konuşma ağı içerisinde cevap veremediğimiz; kendimizce doğru yanıtı hızlıca aktaramadığımız anlar olmuştur. Hatta bu durumu takıntı haline getirip; geceler boyu uykularımızın kaçtığı, iç sesimizle çetin bir mücadeleye girdiğimiz hayali diyaloglar oyunu pek tanıdık değil mi? İşte o anlarda binlerce farklı zihinde, benzer sorular yankılanır durur:
Hazırcevap olmanın keskin bir zeka belirtisi olduğu konusunda sanırım hepimiz hemfikiriz. Konuşmayı domine edebilen kişilerin hazırcevaplılıkta yetenekli oldukları apaçık ortada. Pekiyi; nedir konuşmayı domine edebilmek? Tek bir cümle ile dinleyici üzerinde büyüleyici bir etki bırakabilir miyiz?
İster sosyal ortamlarımızda dost grubumuzla olsun; ister çalışma hayatımızda iş arkadaşlarımızla olsun; isterse aile üyeleri arasında günlük bir sohbet anında olsun… Mutlaka konuşma esnasında sözü daha çok dinlenilen; anlattıkları ile herkesi kendine hayran bırakan birisi vardır. Dinleyici kitlesini bu denli etkilemek bir sanattır. Etkili konuşabilmek, festivalde birinci sıraya yerleşmiş ödüllü bir film senaryosu gibidir. Filmin ödül almasını sağlayan en büyük etken, senaryo üzerinde ciddi anlamda çalışılmış olmasıdır. Eğer siz de konuşmanızla fark oluşturmak, dinleyiciyi etkiniz altına almak istiyorsanız; konuşmanızın senaryosu üzerinde dikkatle çalışmalısınız.
Birçoğumuz ciddiye alınmak, dinlenilmek ve ikna edici olmak isteriz. Televizyon sunucusu ve medya duayeni Oprah Winfrey`in yaptığı konuşmalar toplumsal değişim ve ilham verme açısından eşsizdir.
İnsanların yüzlerce yıldır kelimeleri kullanarak kitleleri nasıl peşinden sürüklediklerini öğrenmek ister misin? Sen de etkileyici konuşabilirsin; sen de cümlelerinle kitleleri etkileyebilir ve hatta kendine hayran bırakabilirsin. Cümlelerine başlamadan önce aklına ilk gelmesi gereken şu ki; konuşmanın başrolü sensin! Sahneye zafer kazanmış bir komutan edasıyla çıkabilmen için belli başlı ipuçlarını senin için derledim. Bakalım neymiş; her kapıyı açabilen etkili konuşmanın altın anahtarları?
HAZIRLIK VE PLANLAMA
Sözünüzün dinlenilebilir nitelikte olmasının ilk adımı; hazırlık ve planlamadır. Konuşmanızın amacını belirlemek, hedef kitlenizi anlamak ve konuşma içeriğinizi düzenlemek oldukça önemlidir. Bu ön hazırlık, konuşmanız boyunca dinleyici odağının sizde olmasını sağlar.
İÇERİK
Yapacağınız konuşmanın içeriği, etkili konuşmanın anahtarıdır. Konunuzun içeriği üzerine sağlam bir çalışma yapmamışsanız; istediğiniz kadar beden dilinizi iyi kullanın; o konuşma sönüp gitmeye mahkumdur. Ne kadar çok konuştuğunuz değil; konuşma içeriğinize ne kadar sadık kaldığınız önemlidir. Konuşmaya başlamadan önce, konunuz hakkında iyi bir araştırma yapmalı; bilgiyi düzenlemeli ve ana noktalarınızı net bir şekilde ifade etmelisiniz. Ne konuşacağını bilmeyen bir kişinin nasıl konuştuğunun hiçbir önemi yoktur. Unutma ki; iyi bir içerik, dinleyicinin her zaman ilgisini çeker.
BEDEN DİLİ
Yapılan araştırmalara göre; sağlıklı iletişimin %70`i görsellikten geçer. Dolayısıyla konuşma esnasındaki beden diliniz, konuşmanızın kusursuzca tasarlanmış sahne dekoru gibidir. Bazen beden dili, söylenilen sözcüklerin önüne geçer. İnsanlar, beden dilini ve yüz ifadelerini dinleme sırasında daha fazla dikkate alırlar. Örneğin cümleleriniz akıp giderken, birisinin gözlerine doğrudan bakmak, samimiyet göstergesidir ve kişiye kendini değerli hissettirir. Göz temasında lütfen bireye değil bütüne odaklanın. Sizi dinleyen kişilerin tamamı ile göz göze gelmeye özen gösterin. Ardışık hareketlerle yaptığımız beden dili; dinleyiciyi sıkabilir. Sürekli aynı el hareketini yapmak; sahnede sabit bir duruşla konuşmayı sürdürmek; dinleyicinin odağını sizden uzaklaştırabilir. Doğru göz teması, el jestlerini iyi kullanmak ve beden dilimizi kontrol etmek; konuşmamızı daha inandırıcı ve çekici hale getirir.
DİL KULLANIMI
Ağzımızdan çıkan her sözün bir tınısı ve kuvvetli bir enerjisi vardır. Dolayısıyla konuşmanız esnasında bir yıldız gibi parlayabilmek için, kelime seçiminizi özenli yapmalısınız. Konuşma sırasında gereksiz tekrarlardan kaçınmalısınız. Karmaşık ve gereğinden fazla süslü cümleler, dinleyiciyi sizden ve konudan uzaklaştırır. Kitleleri etkilemenin en pratik yolu; kısa, net ve anlaşılır olmaktır. Ne diyor çağlar boyunca etkisinden çıkamadığımız Mevlana Celaleddin-i Rumi?
"Sen ne kadar anlatırsan anlat; anlattıkların karşıdakinin anladığı kadardır."
SES TONU ve VURGU
Sizi dinlenir kılan en önemli aracınız; ses tonunuzdur. Sesiniz, dinleyici ile duygusal bir bağ kurmanızı sağlar. Konuşmanızı monoton şekilde değil; vurgu ve ton değişiklikleriyle zenginleştirmelisiniz. Örneğin, yüksek bir ses tonu dinleyiciyi yorar ve dinleyenler üzerinde gergin bir enerji hissiyatı uyandırır. Aksine; sakin ve anlaşılır tonlamadaki ses tonu, dinleyicide güven duygusunun yanı sıra, konuşmanın bir sonraki adımı için de merak uyandırabilir. Her zaman tiz ya da her zaman pes tonlar dinleyicinin size olan odağını kaydırabilir. Sunay AKIN`ın hikaye anlatıcılığındaki hipnotize eder gücü, işte tam olarak da burada gizlidir. Boğazda yüzen teknenin kaptanının ne zaman Kız Kulesi`ne çıkacağı gizemi… Sahnedeki ses tonu ve beden dili öyle bütünleşip seyirciye yansır ki; bir anda kendinizi Sunay AKIN`ın hikayesinin baş kahramanı gemi kaptanı olarak hissedersiniz. Dinleyiciyi, konuşma boyunca etkiniz altında tutmak istiyorsanız; sesinize biraz gizem katmalısınız.
ZAMAN YÖNETİMİ
Konuşmanızın süresini iyi yönetmekte de usta olmalısınız. Süreyi aşmak ya da zamanı gereksiz ayrıntılarla harcamak, sizi dinleyenlerin dikkatini dağıtabilir. Konuşmanızı planladığınız sürede bitirmeniz, dinleyiciye duyduğunuz saygı ile de eşdeğerdir. Sonrasında; konuşmam sırasında dinleyiciler neden başka şeylerle meşgul oluyorlar ya da aralarında sohbet ediyorlar; şeklindeki serzenişleriniz maalesef yersiz olacaktır.
GÜÇLÜ BAŞLANGIÇ VE BİTİŞ
Konuşmanızın başlangıcı ve bitişi önemlidir. Güçlü bir başlangıç, dinleyicinin tüm dikkatini size çektiği gibi; sağlam bir bitiş de unutulmayacak bir etki bırakır.
Son olarak; dinleyiciyi etkilemenin sadece konuşmakla değil; aynı zamanda karşımızdaki kitleyi dinlemekle de ilgili olduğunu unutmamak gerekir. Dinleyici ile empati kurmak, dinleyiciyi değerli hissettirmek, karşılıklı olarak sağlıklı bir köprü oluşturur.
Varın bundan sonrasını; sizi can kulağı ile dinlemek için sıraya geçenler düşünsün
