Bulaşık deterjanı satın alan herkes, 2025 itibarıyla çevreye olan etkileri azaltmak için bir değişiklik yapmaya davet ediliyor. Geleneksel bulaşık deterjanı şişelerinin hem içeriği hem de plastik ambalajları nedeniyle doğaya zarar verdiği belirtilirken, uzmanlar bu konuda tüketicileri bilinçli seçimler yapmaya çağırıyor.
Bulaşık deterjanları genellikle plastik şişelerde satılıyor ve her yıl milyonlarca plastik şişe tüketiyor. Ancak temizlik uzmanları, deterjanın içeriğindeki bazı kimyasalların ve plastik ambalajların çevreye zarar verdiğini vurguluyor. İçeriğinde bulunan bazı bileşenlerin her yıkamada kanalizasyona karışarak deniz yaşamını tehdit edebileceği belirtiliyor.
ZARARLI KİMYASALLAR VE ÇEVREYE ETKİLERİ
Sürdürülebilirlik alanında bilgi sağlayan Sustainably Lazy'ye göre, bulaşık deterjanlarının içeriğinde bulunan "yüzey aktif maddeler" (surfactants), kirleri temizleyip suyun içinde askıda kalmasını sağlıyor. Ancak ana akım markaların kullandığı yüzey aktif maddelerin çoğunun fosil yakıtlardan elde edildiği ve bu bileşenlerin nehirlerde birikerek su ekosistemine zarar verdiği belirtiliyor.
Çoğu geleneksel bulaşık deterjanı, yüzey aktif madde olarak "sodyum lauril sülfat" (SLS) içeriyor. Bu bileşen, suyun yüzey gerilimini azaltarak köpük oluşturuyor ve ekstra temizlik sağlıyor. Ancak suya karıştığında tamamen çözünmediği ve deniz ekosistemine zarar verebildiği vurgulanıyor.
SLS'nin doğaya karışmasıyla ilgili yapılan bilimsel çalışmalar da bu endişeleri destekliyor. Journal of Applied Microbiology dergisinde yayımlanan bir araştırma, yüzey aktif maddelerin suda yaşayan canlılar üzerindeki olumsuz etkilerini ortaya koydu. Araştırmaya göre, bu maddeler hücre zarına nüfuz ederek organizmalara toksisite verebiliyor. Özellikle balıklarda solungaç hasarına ve görme kaybına neden olabileceği belirtiliyor.