Koronavirüse yakalanan ve yoğun bakım ünitesinde tedavi altına alınanlara Milano'da, Madrid'de, New York'ta solunum cihazlarının yetmediğini öğrendiğimiz bahar günlerinde bir insan çıktı ve "Nefes alamıyorum" diye haykırdı. Minneapolis'te 46 yaşındaki George Floyd, dizini boğazına bastırmış 44 yaşındaki polis Derek Michael Chauvin'in tarihteki tüm virüslerden daha tehlikeli olduğunu nereden bilebilirdi ki? Umudun mevsimi ilkbahar onun gördüğü, nefes alabildiği son bahar oldu. Çok değil bir ay önce Son Dans belgeselinde Michael Jordan'ın 30 yıl önce ırkçılığa karşı sessiz kaldığı günleri izlemiştik. Tarihin en büyük sporcularından biri, topuna bakmıştı. Bugün George Floyd'un ardından sesini yükseltmiş olması önemli ama onun kadar büyük bir sporcu olmasa da ondan çok daha cesur bir adam var. Bugün yine ırkçılığa karşı en önde o koşuyor: Colin Kaepernick. 87 sonbaharında beyaz bir anne ve siyahi babanın oğlu olarak dünyaya gelen Colin için hayat emeklediği günlerden itibaren hep zordu. Annesi ona hamileyken babası evi terk etmiş, 19 yaşındaki annesi Heidi Russo da onu iki evlatlarını kaybeden Kaepernick çiftine evlatlık vermişti. 2011 yılından beri Amerikan Futbol Ligi'nde oynayan Colin Kaepernick dört yıl önce milli marş sırasında diz çökmüş ve bu protestosuyla ülkedeki siyahlara uygulanan polis şiddetine ve ırkçılığa dikkat çekmek istemişti.Amerikan futbolunun birçok yıldızı Trump hükümetini protesto etmek için benzer protestoyu yaptılar. ABD Başkanı, Amerikan Futbol Ligi yönetimine sert çıkmış ve bu oyuncuların kulüplerinden kovulmasını istemiş, marş sırasında da ayakta durma zorunluluğu getirilmesini istemişti. Trump'ın ilk istediği oldu. Colin Kaepernick takımsız kaldı. İkincisi ise şartlı olarak kabul edildi, marşta ayakta durmak istemeyenler soyunma odasında bekleyecekti. NBA yıldızları LeBron James ve Kevin Durant, takımı şampiyon olduktan sonra Beyaz Saray'a gitmeyeceğini açıklayan Stephen Curry'e destek verdiklerinde aldıkları cevap, Colin Kaepernick'i haklı çıkartıyordu. Bir yorumcu onlar için "Top sektirmek için 100 milyon dolar ödenen birinden siyasi fikir istemek her zaman akılsızcadır" yorumunu yapmış ve "Sesinizi kesin ve top sürün" demişti. Bugün George Floyd ile birlikte milyonlar nefes alamıyorken o yorumcu "Bir şeylere inanın. Bu, o şey uğruna her şeyi feda etmek anlamına gelse bile" diyen Colin Kaepernick'e hak vermiş midir acaba...
"LUKAKU SENİ KIZDIRMAYA ÇALIŞIYORLAR"
Irkçılık belasını spor sahalarından silemeyen ülkelerden biri de her zaman İtalya. Serie A'da her sezon rakip takımdaki oyunculara yükselen ırkçı tacizler yüzünden tribün kapatma ya da para cezaları veriliyor ama bu kötülüğün kökünü kazımayı henüz başaramadılar. Bugün Beşiktaş forması giyen Boateng, 2013 yılında Milan'da oynarken hazırlık maçında bu tezahüratlar yüzünden sahayı terk etmişti. 2005 yılında Messina-Inter maçında Andre Zoro maçı bıraktığında bir hafta manşetlerde kaldı ama unutuldu. Inter- Napoli maçında Koulibaly'nin ayağına top geldiğinde ev sahibi tribünlerden yükselen çirkin sesler ve kendi takımlarında forma giyen Lukaku, Cagliari deplasmanında ırkçı tezahüratla karşılaştığında "Onlar seni kızdırmaya çalışıyor. Senin gol atmanı istemiyor, moralini bozmak istiyorlar. Senden nefret etmiyorlar ve ırkçı değiller" diye bildiri yayınlayan Inter taraftar grupları... Irkçılık yok demek, ırkçılığı görmezden gelmek de ırkçılığın bir tezahürü değil mi zaten!...
Ryan Wilson'dan Ryan Giggs'e
Ryan Giggs denildiğinde onun adını duymayan sporsever yoktur. Manchester United formasıyla 20 yıl kanatta su gibi akan Galli yetenek... Ryan Wilson ismi ise size hiçbir şey ifade etmeyebilir ama ikisi de aynı kişi çünkü Ryan soyadını ırkçılık yüzünden değiştirmek zorunda kaldı. 1973 yılında Cardiff'de dünyaya geldiğinde nüfus kayıtlarında onun adı Ryan Wilson'dı. Babası çok ünlü bir rugby oyuncusu olan Danny Wilson'du ve ailenin kökeni Sierra Leone'ydi. Giggs yıllar sonra otobiyografisinde ilkokul çağında Danny Wilson'un oğlu olduğu bilindiğinden ırkçı tacizlere uğradığını yazdı. Sir Alex Ferguson onu keşfettiğinde adı Ryan Wilson'dı ve 16 yaşında İngiltere Milli Takımı formasını bile bu soyadıyla giydi. 1989 yılında o artık annesinin soyadıyla yola devam ediyordu. Galler Milli Takımı'nın ve Manchester United'ın genç yeteneği Ryan Giggs...