Tribüne giden kapılarda turnikelerin bile olmadığı yıllar... Biletlerin saman kağıdına basıldığı, görevlinin köşesindeki kulakçığı kopardığında kendini stadyumda bulduğun zamanlar. Bu bilet 35 yıl öncesinden. Liverpool-Juventus Şampiyon Kulüpler Kupası finali. Heysel Stadı yazıyor üzerinde... Maçların ayakta izlenebildiği, UEFA'nın güvenlik kriterlerinin olmadığı günler... 300 Frank ödemiş bileti alan. Bu biletin sahibi o gün Heysel'de hayatını kaybeden 30'u İtalyan 39 taraftardan biri mi, bu bilinmiyor. Biletin üzerinde bir de uyarı yazısı var. "Organizatör maç öncesinde ve esnasında hangi nedenle olursa olsun bir kazadan mesul değildir. Bileti alan organizatöre karşı hak iddia edemez" yazıyor. Maça gelen taraftarlar İngiliz ve İtalyan ama bilet üzerindeki uyarı Belçika'da oynandığından Fransızca ve Flemenkçe yazıyor. Okusalar da anlamayacaklar ama ne fark eder... 35 yıl önce 29 Mayıs akşamı İngilizler, İtalyan tribününe saldırdığında kavgadan uzaklaşmak için sahaya inmeye çalışan ve tel örgülerin olduğu duvarın dibinde izdihamda hayatını kaybedenlerden biri de 11 yaşındaki Andrea Casula idi. Yaşasaydı bugün 46. doğum gününü kutlayacak, Juventus'un sayısız kupasının sevincine ortak olacaktı. O akşam o maç, tribünlerde 39 kişi ölmüşken neden oynandı, bugün hala bilinmiyor. Boniek'e yapılan penaltı değildi. Platini attı, kupayı Juventus kazandı. İngiliz kulüpleri beş yıl Avrupa Kupaları'na gidemedi. Juventus, 20 yıl sonra Anfield Road'a geldiğinde KOP tribünü "Dostluk" diye bir pankart açtı, elbette pişmandılar, özür diliyorlardı ama Juventuslular sırtını döndüler bu pankarta... Heysel Stadı'nın adı artık King Baudouin Stadı. 1985'teki faciadan 20 yıl sonra 40 milyon euro harcayıp yenilediler stadı, 29 Mayıs 1985 akşamının izi kalmadı tribünlerde, peki ya hatıralarda...
Davulcu Manolo'nun iflası
İspanya Milli Takımı'nın bir maçını bile izlediyseniz onu mutlaka görmüşsünüzdür tribünde. Çünkü her canlı yayın yönetmeninin favorisidir davulcu Manolo. İspanya'nın en ünlü taraftarı. Ne Real Madrid'i tutar ne de Barcelona'yı. 1979 yılından beri milli takımın peşinden elinde davulu koşturuyor. Manuel Cacares Artesero, Valencia'da Mestella Stadı'nın karşısında içinde 40 yılın hatırlarını da biriktirdiği bir kafe işletiyordu. Valencia'ya giden bir futbolsever için o mekana gitmek, onunla bir hatıra fotoğrafı çektirmek şehir rehberlerinde bile önerilir olmuştu. Davulcu Manolo'yu ülkesinde seven de var sevmeyen de. Futbol federasyonu bütçesinden deplasmanlara gittiği için onu profesyonel taraftar olarak kabul edenler Manolo'yu hep eleştirdi. Milli takım ve futbol aşkına yollara düşen ve bir deplasmandan döndüğünde eşinin kendisini terk ettiğini ve çocuklarını alıp gittiğini öğrenen Davulcu Manolo'yu hayata bağlayan Valencia'daki kafesiydi. Koronavirüs günleri o kafenin sonunu getirdi. Manolo iflas ettiğini ve dükkanını kapatmak zorunda olduğunu açıkladı... Oysa ki o hazirantemmuz aylarında Euro 2020'de milli takımın peşinden koşacaktı.
San Siro'daki motosiklet
Atalanta, İtalyan futbolunun son iki sezonda yükselen yıldızı. İyi futbol oynuyor, bütçesi düşük kadrolarıyla büyüklere kafa tutuyorlar hem İtalya hem de Avrupa'da. Atalanta koronavirüs günlerinin de flaş takımıydı. Hatırlarsınız Valencia ile Milano'da oynadıkları Şampiyonlar Ligi maçında virüs sinsice İtalya'nın kuzeyinde gezerken dolu tribünler salgının yayılmasında etkili olmuştu. Atalanta'nın bir başka hikayesi ise futbol tarihinde tribünden atılan en garip yabancı maddenin oynadığı maçta yatıyor. 2001 yılında Bergamo'dan Milano'ya Inter deplasmanına giden Atalanta taraftarı San Siro yakınlarında karşılarında Inter'in kale arkası grubunu buluyor. Çıkan arbedede Atalanta taraftarının motoru sahipsiz kalıyor. Sonrası akıllara ziyan... Maçın başlamasına 15-20 dakika kala tribüne girişi hızlandırmak için kapıları açan görevlilerin ihmali ve rampayla çıkılan tribüne ele geçirilmiş motorla gelen Inter taraftarı. Motoru tribünden aşağıya saha kenarı ile tribün arasındaki boşluğa atıyorlar. Biri size gelip dün maçta tribünden motorsiklet attılar dese ne derdiniz?..