O, uzun süre gördüğü şiddet karşısında sessiz kalmış bir kadın. Bahsettiğim psikolojik şiddet de değil üstelik. Uzun süre sevdiği adam tarafından darp edilmesine rağmen 'Kan kusup kızılcık şerbeti içtim' dedi. Yaşadıkları öyle dayanılmaz bir hale geldi ki, artık 'susmamaya' karar verdi. Hem de her şeyi göze alarak yaptı bunu. Hatırlarsanız, Sermiyan Midyat'tan gördüğü şiddeti ve yaşadıklarını ilk kez benimle paylaşmıştı Sevcan Yaşar. Hukuki olarak hakkını sonuna kadar arayacağını özellikle vurgulamıştı konuşmamızda. Dediğini de yaptı. Polis eşliğinde aldığı darp raporu ve şahitleriyle birlikte mahkemeye başvurdu. Ocak ayında ilk duruşması görülecek davadan önce Midyat ne hikmetse Amerika'ya gitti. Gitmeden önce de öyle açıklamalar yaptı ki; gören de Midyat dayak yedi zanneder. Bu kadar deliller, şahitler ortadayken Midyat'ın kendini bu duruma düşürmesi tek kelimeyle insanların aklıyla dalga geçmektir.
'SÖYLEDİKLERİ YALAN'
Ben olayın ilk gününden beri haklı davasında Sevcan Yaşar'ın yanındayım. Onun bu süreçte ne kadar yıprandığını da yakından biliyorum. Ailesinin yanında bu süreci atlatmaya çalışan Yaşar'ı, hem bu süreci, hem de Midyat'ın kendisi hakkında ortaya attığı iddiaları konuşmak için aradım...
"Midyat'ın benim hakkımda ortaya attığı tüm iddialar yalan" diyen Yaşar, şöyle konuştu:
"Bir televizyon programına çıkıp bana iftira attı. Söylediklerinin hepsi yalan. Ben susuyordum bugüne kadar. Sırf onu linç ettirmemek için. Basına da yansıdığı gibi elimde bir sürü video ve fotoğraf var. Yüzümü, bedenimi ne hale getirdiği ortada. Ben onu linç ettirmemek için susarken, o bir televizyon programına katılarak beni kamuoyu önünde küçük düşürmek ve linç ettirmek için her şeyi yaptı. Kendini haklı göstermek için hiç sıkılmadan beni suçluyor. Gerçek dışı iddialar ortaya atıyor. Kaç kere darp etti beni. Hep sustum. Beni konuşmamam için tehdit bile etti. Hatta ilk defa söylüyorum; bana uyguladığı şiddeti söylememem için gizlice çektiği mahrem görüntülerim üzerinden beni tehdit bile etti. İlk darbından sonra sinir krizi geçirdim ve ayrıldım. Benden habersiz şekilde sesimi kayıt etmiş o gün. Daha sonra barışmam için bana bu ses kaydını iletti ve tehdit etti. Ben de barışmak zorunda kaldım. Ses kaydını öyle bir montajlamış ki beni yumrukladığı ve tokat attığı bölümleri silmiş. Sadece benim sinir krizi geçirdiğim yerler var o kayıtta. Böyle bir adamı savunanları gördükçe çok üzülüyorum. Kendisi gizli isimlerle o programda hakkımda gerçek dışı iddialarda bulunmuştu. Ben de bugüne kadar çalıştığım dizilerin yapımcıları eşliğinde bu iddialarını da çürüteceğim. Katıldığı televizyon programında hakkımda konuşulanlar için de ayrıca hukuki yollara başvuracağım."
'ADALETE GÜVENİYORUM'
"Ben önce Allah'a sonra da yüce Türk adaletine güveniyorum" diyen Yaşar, sözlerine şöyle devam etti: "Şunu da söylemek istiyorum, ben bugüne kadar hep işimle gündeme gelmek istedim. Ama öyle acı şeyler yaşadım ki, susmak yerine yaşadıklarımı paylaşmak ve hukuki açıdan hakkımı aramak istedim. Ben ve ailem bu süreçte hem yıprandık, hem de çok üzüldük. Umarım bu zor dönemi bir an önce atlatırım."