Sosyal dramların ele alındığı kadın kuşağı programlar yapmak her zaman risk taşır. Hayatın içindendir, yaşadığımız toplumun yaralarıdır çünkü. Esra Erol da geçtiğimiz günlerde böyle bir olayı işledi programında. Ferdi Karakuş, eşini ve 6 aylık çocuğunu bulmak için Esra Erol'a başvurdu. Ve eşi Esra Karakuş'un bulunmasıyla da ortaya paramparça olmuş bir aile tablosu çıktı. Programda çocuklarından birinin kendisine ait olmadığını, eşinin onu komşusuyla aldattığını öğrendik. Bir yanda ailesini kaybetmiş bir adamın dramına şahit olurken diğer yandan da çocuğunun babasının komşusu olduğunu sevinçle karşılaşan bir kadının en hafif tabiriyle 'pişkinliğine' şahit olduk. Esra Akkuş'un bu sevinç gösterisini ne kadar eleştirsek hakkımızdır. Ama burada Esra Erol'un ne suçu var?
Sosyal medyada sanki olayın öznesi Esra Karakuş değil de Esra Erol. Dünyanın neresine giderseniz gidin Erol'un yaptığı 'reality show' formatındaki programlara rastlarsınız. Ferdi Karakuş, Norveç'te yaşamıyor. Yani ithal etmedik bu dramı. Bunlar da bizim ülkemizin gerçeği. Şimdi beni "Bu durumu normalleştiriyor musun?" diye eleştirenler olacaktır eminim. Hayır, asla böyle bir niyetim yok... Ama kabul etmek istemesek de Karakuş gibi nice aile dramı yaşanıyor bu topraklarda. Dizilerimiz de bu dramları konu almıyor mu? Unutmayalım, 'Aşkı Memnu' gibi bırakın aynı apartmanda, aynı evde yaşanan 'yasak aşk'ın hikayesinin reyting rekorları kırdığı bir toplumda yaşıyoruz. Sosyal medyada yazılanlara bakınca çoğunun derdinin Karakuş Ailesi'nin dramı falan olmadığını da görüyoruz. Esra Karakuş'a bir laf söylerken, Esra Erol'a on katı eleştiride bulunanı mı dersiniz, hızını alamayıp Müge Anlı'yı da işin içine katmaya çalışan şuursuzları mı dersiniz..
Neler var neler.. Hele bir kesim var ki tam bir trol çetesi. Sadece ATV ve Esra Erol'u acımasızca hedef almakla da kalmıyorlar, ATV kapansa ülkedeki tüm sorunlar bitecekmiş gibi paylaşım yapıyorlar. Ne diyeyim Allah akıl versin.
İşin içine Müge Anlı'yı katmaya çalışanlara da iki çift lafım var. Müge Anlı hem yaptığı programla, hem de gazetecilik birikimiyle televizyon dünyasında çok ayrı bir yere sahip. Bunu görmeyecek kadar şuursuz olanların eleştiri oklarını Anlı'ya çevirmeleri ise ayrı bir körlük...
'Yağmur Sarnıç hem borderline hem takıntılı kişiliğe sahip'
Günaydın'ın manşete taşıdığı Yağmur Aşık'ın eşi Emre Aşık için cinayet planladığı ve mezar yeri baktığı haberini okuyunca kanım dondu ve aklıma Vatan Şaşmaz cinayeti geldi.
Hatırlarsanız, Filiz Aker'in işlediği cinayetin ayrıntıları ortaya çıkınca hepimiz büyük bir şok yaşamıştık. Yağmur Sarnıç, nasıl bir ruh haline sahip ki çocuklarının babası için tetikçi tutup mezar yeri bakıyor? İnanın anlamakta zorluk çekiyorum. Bu konuyu uzman psikolog Esra Ezmeci'ye sordum. İşte cevabı:
'İlişkilerdeki belli dinamikler, hırslar, bireyin bu duruma yatkın kişilik yapısıyla birleşince güçlü takıntılar oluşturulabiliyor. Vatan Şaşmaz olayındaki gibi burada olayları kendi benliğine saldırı olarak görme, durumları kendine göre yorumlama, abartılı öfke olayıyla yapılan intikam ve cinayet planı görüyoruz. Yağmur Aşık, hem borderline kişilik dinamikleri hem de bağımlı ve takıntılı bir kişilik sergiliyor. Yağmur Aşık da, Filiz Aker gibi takıntılı ruh haline kendini kaptırıp tek kurtuluşun kişinin ölümü olduğunu düşünüp bununla ilgili planlar yapmış gibi görünüyor."