Filme sadece 'seansı uygun olduğu için' gittim.
Çünkü o saatte evde temizlik vardı. Yani başıma gelecekleri bile bile gittim filme.. Kod Adı:
Londra'nın tam bir klişeler silsilesi olduğu, fragmanından beliydi yoksa. Yine ABD Başkanı'nı ölümden kurtaran bir güvenlik uzmanı. Yine terörün odağı olarak gösterilen İslam coğrafyaları ve yine dünyayı kötülerden kurtaran ABD'nin kör parmağım kör gözüne propagandası...
Filmi izlerken, 'İyi ki Antalya'da yapılan G20 zirvesi öncesinde vizyona girmemiş' diye düşündüm. Çünkü Londra'ya cenaze töreni için taziyeye giden dünya liderlerinden beşi öldürülüyordu. Filmin tüm dünyada gösterime girdiği hafta Londra'da terör alarmının kırmızıya yükseltilmesi de yapımcısının bile hayal edemediği bir 'lansman' oldu.
Filmin ana fikri şu: 'Eğer karşınızda iyi örgütlenmiş teröristler varsa, dünyanın en iyi korunan lideri ABD Başkanı bile güvende değildir.' Muhtemelen filmin gizli sponsoru da, şişkin iç güvenlik bütçesi nedeniyle sıkça eleştirilen Beyaz Saray'dır...
Terör belası yüzünden alışveriş merkezlerine giremediğimiz, metrolara binemediğimiz şu günlerde yüreği olan gitsin.
Ya da 'Çivi çiviyi söker', 'Karda donanı buzla yuğalar' diyenler...