Bana iyi gelmen bir seçenek değil, güneşin her sabah doğması gibi bir zorunluluk.
Gülüşün, en kalabalık odada bile sadece ikimizin duyduğu bir sessizlik yaratıyor.
Sen, pusulası bozulmuş bir geminin sığınağı, fırtınanın sonundaki dinginliksin.
Seni sevmek, her şeyden önce kendimi tanımayı öğrenmek oldu.
Aşk, büyük sözler söylemek değilmiş; en sıradan anı bile şiire çevirebilmekmiş.
Senin gölgenden bile eminim; çünkü o da bana huzur veriyor.
Benim için önemli olan, dünyanın geri kalanının ne düşündüğü değil, seninle bakışınca kurduğumuz o gizli ittifak.
Seninle tanışmadan önceki hayatım, notaları olmayan bir melodiydi. Şimdi, her sesin bir anlamı var.
Gökyüzü olsan, ben sonsuza dek kaybolmaktan korkmayacak bir bulut olurdum.
Seninle içinde bulunduğumuz her sessizlik, binlerce cümlenin taşıyamayacağı kadar derin bir konuşma içeriyor.
Sen benim için, asla sıkılmadan okuyabileceğim, her seferinde yeni bir satır keşfedeceğim o eşsiz kitapsın.
Sana bakarken, hayatımın geri kalanına bakıyorum. Ve biliyorum ki, en heyecan verici maceramız henüz başlamadı.
Aşk, büyük sözler söylemek değilmiş; en sıradan anı bile şiire çevirebilmekmiş.
Sen, benim henüz yazılmamış şiirimin en güzel dizesisin.
En büyük macera, bir kalbin derinliklerini keşfetmektir.
Ruhumun denk geldiği en doğru zaman sensin.