Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SEVİLAY YAZIYOR SEVİLAY YÜKSELİR

Beyoğlu Pera ruhuna böyle dönemez!

Boşuna dememişler; "Çok okuyan falan değil! Çok gezen daha iyi bilir!" diye.
Hakikaten öyle.
Hatırlarsanız iki hafta önce Asmalımescit'teki masa kavgalarına el atmış ve yaşananları hayretler içerisinde izlediğimi belirterek, Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan'a yanlış bir politika uyguladığı yönünde eleştiri yöneltmiştim.
Ancak söz konusu yazım üzerine arayan Demircan'ın, kavganın sebeplerine dair ortaya koyduğu argümanları, hele hele, "Beyoğlu çok ciddi bir dönüşüm yaşıyor. Eski Pera ruhuna dönerken adeta can çekişiyor!" ifadesini haklı bulunca da eleştirimden geri adım atarak, belediyenin uyguladığı politikaların Beyoğlu'nun geleceği açısından çok yerinde politikalar olduğunu yazmıştım.
Masaları kaldırılan birçok esnaftan sert tepkiler almama rağmen de geri adım atmamıştım bu tavrımdan.
Çünkü inanmıştım gerçekten Başkan Demircan'ın Beyoğlu'nu sanat, kültür ve moda merkezine dönüştürmek ve en önemlisi o eski Pera ruhuna kavuşturmak niyetinde olduğuna.
Ancak geçtiğimiz hafta boyunca mucbir bir takım sebeplerden dolayı Beyoğlu'nun o arka sokaklarını sık sık arşınlamak zorunda kalınca oralarda bir şeylerin pek de yolunda gitmediğini fark ettim.
Kusura bakmasın Sayın Demircan ama Beyoğlu'nu eski Pera ruhuna dönüştürmek sadece sokaktaki masaları filan kaldırtmakla olmuyor!
Bir de o kaldırılan masaların sokaklarını bir Avrupa kentine yakışır biçimde düzenlemek, her şeyden önce temiz tutmak gerekiyor.
Sıra Selviler Caddesi üzerinde bulunan Alman Hastanesi'nin tam karşısında bir sokak var.
Görmeniz lazım.
Eğer ayağınızda topuk varsa, yürüyemiyorsunuz.
Yoksa da zaten zıplaya zıplaya gidiyorsunuz. Çünkü belediye, o sokağın kaldırımlarını ve parke taşlarını filan sökmüş 'yeniden yapacağız' diye. Sonra da bir tarafına kaba saba bir kaldırım döşeyip, öylece bırakmış.
Aylardan beri aynı manzara ile yaşamak zorunda olan söz konusu sokaktaki esnafın sinirleri de alt üst olmuş haliyle bu durumdan.
Tabii beni tek sinirlendiren ve mütemadiyen kendi kendime, "Beyoğlu böyle mi kültür ve sanat merkezi olacak! Bu halde mi eski Pera ruhuna dönecek yani?" dedirten manzara sadece o sokaktaki manzara değil!
Bir kere İstiklal dahil, Beyoğlu'nda birçok sokak pislik içerisinde.
Akşamcıların kaldırım kenarlarına bıraktıkları bira şişeleri, vatandaşın attığı sigara izmaritleri, ortaya saçılmış pet şişeler, naylon poşetlerin yarattığı görüntü hakikaten görenin midesini bulandırıyor.
Bu manzara değil Pera ruhuna filan, 2011 Türkiye'sinin sıradan Beyoğlu'suna bile yakışmayacak kadar kötü bir manzara oluşturuyor.
Ya, hâlâ içlerinde ayyaşların yaşadığı belli olan o metruk binaların hali?
Nedir onlar öyle Allahaşkınıza?
Yok mu gerçekten bir çaresi? Oraların sahiplerini ikna edecek, o binaları yenileyip Beyoğlu'na yakışacak hale getirecek bir yol, yöntem bulunamıyor mu yani?
Neye yalan söyleyeyim Beyoğlu'nda bu türden manzaraları görmek çok üzdü beni. Umarım bu eleştirilerim Beyoğlu Belediye'si yetkilileri tarafından ciddiye alınır da bir an evvel bütün sokakların düzenlemeleri yapılır. Ve en önemlisi ilçenin total bir temiz görüntüye kavuşması için bütün temizlik kuvvetlerini harekete geçirir!
Not; Bu arada Beyoğlu Belediyesi çalışanlarına bir müjdem var. Bundan böyle ben de artık yarı Beyoğlulu sayılırım. Çünkü oğlum en az 5 yıl sürmesi gereken lise hayatını Beyoğlu'nda geçirecek. Sainte Pulcherie Fransız Lisesi'nde okuyacak. Bugün değil sadece artık bundan sonra da sıkı bir takipçiniz olacağımı bilmenizi istedim.
Başarılarınızın devamını dilerim efendim:))

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA