Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Dünya kupalarının en büyük 11'i..

Ben bu ülke gazetelerinden birinde Spor Müdürü olsam, mutlak Rob Hughes ile anlaşır, onun yazılarını The New York Times ve The Sunday Times ile eş zamanlı yayınlardım. Böylece okur, dünyanın en keyifli futbol yazılarını okur, bizim futbol yazarlarımız da, "Güzel yazı yazma" sanatının, futbola nasıl uygulandığını görürler, bir şeyler kaparlardı belki.
Usta, Dünya Kupası başlarken "En büyüklerin, en parlakların 11'i" başlıklı bir yazı kaleme aldı.. Daha girişinde yakalandım yazıya..
"Bir futbolcuyu büyük yapan nedir?. 'Büyüklükten korkmayın' der William Shakespeare.. 'Bazıları büyük doğar, bazıları büyüklüğe ulaşır. Bazılarına ise, büyüklük atfedilir.'
Muhammed Ali kendi kendisini en büyük ilan ederek konuyu basite indirgemiştir ama takım sporlarında oyuncular birbirlerini tamamlarlar.
Ferenc Puskas'ın bir zamanlar dediği gibi, her takımın piyanoyu çalacak sanatçılara ve piyanoyu sahneye taşıyacak zanaatkarlara ihtiyacı vardır.
Puskas, hiç Dünya Kupası kazanamayan bir takımda oynadı."
Usta, "Vardığım sonuç şu ki, büyüklük bir fikir meselesidir" deyip, kendi fikrince dünya kupalarında oynamış en büyük 11'i, 4-4-2 dizilişi ile ilan ediyor..
Kaleci: Lev Yaşin (Sovyetler Birliği)
Geri dörtlü: Cafu (Brezilya), Bobby Moore (İngiltere), Franz Beckenbauer (B.Almanya), Paola Maldini (İtalya).
Orta dörtlü: Garrincha (Brezilya), Platini (Fransa), Alfredo Di Stefano (Arjantin, Kolombiya ve İspanya), Johan Cruyff (Hollanda).
İleri ikili: Diego Maradona (Arjantin), Pele (Brezilya).
Rob Hughes, Dünya Kupalarının gelmiş geçmiş en büyüklerden oluşan 22 kişilik kadrosunu da kulübedeki şu 11'le tamamlıyor..
Kaleci: Gordon Banks (İngiltere).
Savunma: Djalma Santos (Brezilya), Franco Baresi (İtalya), Bobby Charlton (İngiltere).
Orta saha: George Best (K.
İrlanda), Eusebio (Portekiz), Andres İniesta (İspanya).
Forvetler: Ronaldo (Brezilya), Christiano Ronaldo (Portekiz), Gerd Müller (Almanya).
Herhangi bir yerde: Lionel Messi. (Arjantin).
Rob Hughes'ın seçtiği takım, tam hücum futbolu 11'i.. İki stoper, Bobby Moore ve Kayzer Franz aslında ofansif liberolar.. "Ama maçı bağlamak niyetindeyseniz, Baresi o pozisyonun imparatorudur" diyor, Kayzer'e gönderme yaparak. Yazının tamamını sizlere sunmak isterdim, ama yerim dar..
Seçtiği futbolcuları ve niçin seçtiğini teker teker öyle güzel anlatmış ki.. Bazılarını alıntılıyayım.. "Platini mi, Zidane mı?. Bu satırların yazarı bile, bu tercihi niçin yaptığını savunamaz" diyor.
Platini'nin 1982 Dünya Kupası ve 1984 Avrupa Şampiyonasının dünya güzeli futbolunu oynayan Fransa takımın, beyni ve ruhu olduğu kadar golcüsü olduğunu da anlattıktan sonra, "Zidane'ı almak için Cruyff'tan vaz geçmem gerekirdi. Oysa Cruyff, bir oyuncu, bir lider, bir yaratıcı ve bildiklerini etrafına saçan bir usta olarak yerini, her zaman, her yerde korur" diyor. "Messi, futbolunu herhangi bir Dünya Kupasında tekrarladığı zaman benim takımıma girer.
Messi Maradona ile ayni yeteneklere sahip. Marodona'nın 1986 Dünya Kupasındaki muhteşem oyununu ve gollerini o da tekrarladı, ama Arjantin Milli Takımında değil, kulübünde" deyip sözü Pele'ye getiriyor.
"Onu iki kelime ile özetlerim. En Büyük!.."
"Pele, dünyanın gelmiş geçmiş en büyük takımının en büyük oyuncusudur. Eğer bana ayıracak saatleriniz varsa, size Pele'nin dünyanın en keyif veren futbolunu oynayan takımın muhteşem futbolcuları arasında niçin kral olduğunu anlatabilirim" diye sonuna geliyor yazının Rob Hughes. Ve final cümleleri..
"Büyük ozanın dediği gibi.. Bazıları büyük doğar, bazıları büyüklüğe ulaşır, bazılarına da büyüklük atfedilir. Pele, Tanrı'nın bütün yetenekleri bağışladığı bir insan.. Biz kim oluyoruz tartışacak?.."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA