"1)Trafik: Yayaların, hayvanların ve araçların karayolları üzerindeki hal ve hareketleridir.
2) Araç: Karayollarında kullanılabilen motorlu, motorsuz ve özel amaçlı taşıtlar ile iş makineleri ve lastik tekerlekli traktörlerin genel adıdır.
3) Yaya Yolu (Yaya Kaldırımı): Karayolunun, taşıt yolu kenarı ile gerçek veya tüzel kişilere ait mülkler arasında kalan ve yalnız yayaların kullanımına ayrılmış olan kısmıdır."
Yazıya, bazı yasal tanımlamalarla girdim.
1 nolu tanım, Trafik Yasası'ndan aynen.. 2 ve 3 nolu tanımlar, bu yasaya göre hazırlanmış Trafik Yönetmeliğinden..
Niye bu üçünü özel seçtim peki?.
Başlıktan sezmişsinizdir gerçi.. Konum motosikletler..
Şimdi bu ülkenin İçişleri Bakanı'ndan başlayarak, trafikle ilgili tüm unsurlarına, yani, yukardan aşağıya doğru, Emniyet Genel Müdürü'ne, Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Daire Başkanlığına, Valilere, İl Emniyet Müdürlerine, İl Trafik Denetleme Şube Müdürlerine, tüm trafik polislerine ve son genelge ile gördükleri her ihlale müdahale görevi verilen tüm polislere soruyorum.
"Motosiklet nedir?. İn mi, cin mi?."
Tarif açık "Motorlu taşıttır."
O zaman, Trafik Yasasına göre, bütün motorlu taşıtların uyması gereken kurallar onlar için de geçerlidir ve ihlali suçtur..
Peki uygulamada öyle mi?.
İstanbul'da yıllardır izliyorum ve yazıyorum da.. Sanal medyada kıyameti koparıyor, motor aşığı dostlarım.. Ama kendilerine çeki düzen verme yönünde en ufak adım attıkları yok..
İstanbul motosikletler için dağ başı.. Motorlu taşıtların uyması gereken hiçbir kurala uymuyorlar. Kendilerini yaya farz ediyor, yaya yollarını, kaldırımları pervasızca kullanıyor, ters yönde, girilmesi yasak yolda, yaya geçitlerinde, yayaların içinde motorlarını sürüyorlar..
Bunu yapanlar üstelik sadece, emir kulu, ekmek parası peşindeki kurye motorcuları değil.. Altlarında araba fiyatına motorlarla dolaşanların da kural tanımayanları çok..
Geçen hafta İzmir'e gittim. Hafta sonu, akşam üzerleri Kordon motorlu araç trafiğine kapatılıyor.. Ama motosikletlere değil.. Onlar vızır vızır gidip geliyorlar.. Arabadan indik. Yürüdük. Oturduk, yemek yedik, arabayı çağırdık. Kordon'a giremiyor ya.. Yasak saatinde yolu, tren geçidi gibi inip kalkan bir bariyer var. Oraya yürüdük biz, arabamızla buluşmak için.. Biz erken geldik, bakıyorum.. Bariyere bir otomobil yanaşıyor. "Yasak" diyor görevli.. Motosikletli biri geliyor.. "Buyur geç!.." Tanıdığı falan sandım, ama beklerken en az 10 motor geldi, hepsi geçti. O zaman gittim sordum..
"Kordon motorlu araçlara kapalı değil mi?. Bu ne?."
"Biz motosikletlere karışmıyoruz. Onlara Belediye bakıyor.."
Böyle bir kural yok. Kafasından uydurmuş..
Ertesi sabah, kahvaltı için Alaçatı'ya gittik. Kent merkezi motorlu araçlara yasak. Kenarda bir yerde durduk. Yürüye yürüye Orta Kahve'nin oralara geldik, oturduk, iki saat kadar.. Motosikletler vızır vızır..
Bir alanın motorlu araçlara kapalı olması, yayaya özgürce ve güvenle yürüme fırsatı verir. Alaçatı'da devlete güvenirseniz, her an kazaya uğrayabilirsiniz.. Nerden çıktığı belli olmayan motor, üzerinize çıkar.. Diyelim bir şey olmadı da, öfkeyle sert birşey söylediniz.. Hadi durduk yerde kavga.. Piç oldu mu, tatiliniz?.
Peki arabaya yasak olan alan, hangi mantıkla motora serbest oluyor?. Niye seyrediyor, Alaçatı polisleri, yasak alanda cirit atan motorları?.
İstanbul'da Atiye sokak da öyle.. Bir pazar, yol kenarı masada oturup kahvaltı yapmayı deneyin. Motor gürültüsü, egzoz dumanından ölürsünüz.. Yol güya yayalara ayrılmış ama devlete güvenip dalgınlığınıza gelirse, motor sürenin insafına kaldınız demektir.
İşin en üzücü yanı nedir bilir misiniz, Sayın İçişleri Bakanı?.
Niye İçişleri Bakanı?.
Çünkü Trafik Yasası 138. Maddesi "Bu kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür" der. Bakanlar Kurulu'nun konu ile ilgili bakanı İçişleri Bakanı, bu kanunu yürütecek teşkilat da İçişleri Bakanlığı'na bağlı da ondan?.
Sayın İçişleri Bakanı,
Motosikletler, bu "Yasa tanımaz" eylemlerini, trafik polislerinin gözleri önünde yapıyorlar.. Polisleriniz de kabullenmişler, Trafik Yasa ve Yönetmeliklerinin motosikletler için geçerli olmadığını.. Öyle bakıyorlar. Sadece bakıyorlar.
Yahu ceza kesmekten vazgeçtik, bi uyar!.
Şu anda tatil yörelerinden birindeyseniz, daha iyi gözlersiniz motosikletlerin yasa tanımazlıklarını ve polislerin seyretmelerini..
Başta kask, gerekli, şart, yasal zorunluluk aksesuarları kullanmazlar.. Bir motora dört, hatta beş kişi binerler ve polisin gözünün önünden kaldırımdan sürer giderler..
Sayın Bakan,
Ya bir genelge yayınlayın. Teşkilatınız trafik yasa ve yönetmeliklerini ayrım yapmadan, herkese eşit uygulasın. Ya da yasayı değiştirin. Motosikletler için ayrı bir yasa çıkarın "Bunlar canları ne isterse onu yaparlar" deyin ki, polisiniz aciz durumdan kurtulsun. Biz de yasaya, polise, kurala güvendiğimiz için sırf, "Niyazi" olmayıp, başımızın çaresine bakalım!.. Motosiklet in midir, cin midir?.