"Keskin sirke" demiş eskiler, sirkeye gerek kalmadı, bir su şişesi bitirdi Karşıyaka'yı..
Bir su şişesi, Karşıyaka tarihinin en parlak sayfalarından birinin yazılmasını, Karşıyaka'nın basketbolun iki numaralı Avrupa Kupasını, yani futbolda Fener'in uğruna savaştığı kupanın dengini almasını önledi..
Takımı 17 sayı öndeyken ve fırtına gibi oynayıp 30 farka doğru giderken, sahaya koca su şişesini atmanın alemi var mı?.
Eğer taraftarın adı Karşıyaka ise var..
Holiganlığın en zehirli örneklerini yıllardan beri Göztepelilerle karşılıklı sergileyen Karşıyakalılar bu defa kendilerini yaktılar..
Sahanın temizlenmesi ve maçın yeniden başlaması 7 dakika sürdü. Bu yedi dakika, Rusların kendilerine gelmelerini, panikten çıkıp oyuna dönmelerini sağlarken, fırtına gibi esen Karşıyaka'yı da söndürdü. 17 fark eridi, eridi ve 12 saniye kala Ruslar 1 sayı öne geçtiler.
Son topu Karşıyaka kullanacaktı ve Ufuk Sarıca'nın mola hakkı da vardı. Aldı..
Karşıyaka, bir dakika bu son topu nasıl kullanacağını konuştu.w Aslında konuşulanları tahmin etmek kolay.. Topu kenardan, en iyi kullananan Dixon alacak, turnike kollayarak, ya topu potanın içine bırakacak, ya da rakibi faule zorlayacaktı. İkide iki şampiyonluk, ikide bir uzatma demekti. Rakip Dixon'un içeri dalmasını önlemek için sıkıştırırsa, bu defa pota dibindeki pivota geçirip onun en yakından atış yapması, ya da gene faule maruz kalması sağlanacaktı.
Karşıyaka bunların hiçbirini yapmadı.
Dixon çok dışarda avare dolaşarak çok kıymetli yedi saniyeyi ziyan ettikten sonra, kalan beş saniyenin acelesi içinde topu potaya uzak Anders'e verdi ve "Altın" topu, oyuna o an giren, yani en soğuk, maç boyu çok az süre almış ve tek sayı atamamış adam kullandı, iyi mi?. Kaçırdı tabii..
Sarıca, "Şişenin ardından" 17 sayı farkın erimesini önleyemediği gibi, son topu da olacak en kötü şekilde kullanınca, Karşıyaka şampiyonluğu seyircisinin ve koçunun elleriyle Ruslarla armağan etti.