Filmi çeken Güney Koreli bir yönetmen.. Baş rolünde bir Avusturyalı aktör var, bakmayın Kaliforniya valisi bile oldu, sonradan.. Ama film Amerikan.. Hem de nasıl Amerikan..
Dünyaca ünlü Kahraman Şerif'i (High Noon/ 1952) yeniden çekmişler.
Çekerken
olayı da, 1800'lü yıllardan, Vahşi Batı devirlerinden günümüze çekmişler. High Noon'da hapisten çıkan haydut, çetesiyle, kendisini yakalayan şeriften intikam almak üzere küçük Teksas kasabasına geliyordu. Bu defa hapisten kaçan kokain mafyası lideri, kapağı Meksika'ya atmak için sınırdaki küçük Arizona kasabasına geliyor. O günkü kasaba, çetenin geleceğini duyan halkın kaçması yüzünden boştu. Bugünkü kasaba, yerel takımla deplasmana gidildiği için boş..
O film, kolunuzdaki saate paralel gelişiyordu. Olaylar öğle üzeri başlıyor ve iki saat sonra bitiyordu. Bu defa, saatler durmadan ekrana biniyor. Olaylar gece yarısı başlıyor ve ertesi sabah sona eriyor.
Kahraman Şerif tek başınaydı. Çünkü gelenler bir kaç kişiydi.
Bu defa Şerif'in yardımcıları var, çünkü gelenler küçük bir ordu..
Peki iki film arasında asıl fark?. 1952'nin High Noon'u hâlâ bir efsane.. Dördünü kazandığı, yedi Oscar adaylığıyla efsane.. Gary Cooper'un unutulmaz "Şerif"i ile efsane.. Dimitri Tiomkin'in saat tiktakları ritmli müziğiyle efsane.. Gene Dimitri Tiomkin'in dünya listelerinde bir numaraya yükselen ve yıllarca (Hala) dillerden düşmeyen Do not for sake me oh my darlin' şarkısı ile efsane.. Başta Grace Kelly ve Lee Van Cleef, yardımcı oyuncuları ve Oscar adayları yönetmen, Fred Zinneman, yapımcı Stanley Cramer, senarist Carl Foreman'ı ile bir efsane.. O filmi orta okuldan başlayarak, en az 20 kez izlemiş olmalıyım.. Her fırsatta gene ayni zevkle izlerim. Peki bu?.
Arnold Schwarzenegger Los Angeles'teki vahşi polis günlerinin ardından bu sakin kasabada emekliliğini geçirmek isteyen yaşlı şerifi, uzun aradan sonra döndüğü sinemada iyi canlandırıyor.. Güney Koreli Jee- woon Kim de, başından sonuna ilgi ile izlenen bir aksiyon filmi çekmiş, kim ne derse desin.. Ama o kadar..
Sinemadakiler, keyifle seyrettik.. Ama ben, yarın unutur giderim.. Akılda kalacak hiç bir yanı yok çünkü..