Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Taçsız Kral'a âşık olan Fransız yıldız!..

Tevfik Yener'le Hafta Sonu

Bir zamanlar sadece batı müziği dinlenilen büyük gazinolar da vardı, İstanbul'da.. Alaturka gazinolar Türk müziğinin büyük solistlerini paylaşamazken, batıcılar da dünya ünlülerini getirirdi.
Batıya dönük gazinoların rekabeti kıran kırana sürüyordu. O yıl Kordon Blö yılıydı. Bir çok dünya starını sahnesine çıkarmıştı. Bunlardan Maria Vincent en çok sözü edilendi. Maria'yı dile düşüren ise Taçsız Kral Metin Oktay'la aşkıydı.
Yıl 1961 idi.
Futbol topunu demir gülleye çeviren Metin Oktay ile tunç vücutlu Maria Vincent her ne kadar ilişkilerini saklamaya çalışsalar da dedikodu kıldan ince kılıçtan keskindi.
Şöyle yazıyordu gazeteci Sahir Özbek: "Onlar, iki kişilik kapalılıklarda mesafesiz kaldılar". Ne zekice yazardı rahmetli Sahir... Ve ne esprili, ne seksi kadındı Maria Vincent.
1960'lı yılların başında eğlence hayatı hızlı ve kaliteliydi. Kordon Blö dünya şöhretlerini birbiri ardına sahneye çıkarmaktaydı. Brigitte Bardot ile başrol paylaşan altın sesli Dario Moreno ve Maria Vincent gece yaşamının flaşlarıydı.
Şarkıları dünya listelerinde olan Latin toplulukları Los İndios, Los Machucambos, Los Paraguayos da gelmişti.
Diğerleri de boş durmadı, Adamo, Charles Aznavour, Sylvie Vartan, Johnny Hallyday, Peppino Di Capri ve Marino Marini gibi isimleri getirterek yıldız yağdırdılar.
İtalyanca şarkılar da modaydı. Güzel ve basit melodileri kulaklarda kalır dillerden düşmezdi. Portofino, Come Prima, Volare vb. gibi...
Gitarist şantör Kanat Gür o dönemde İtalyan şarkılarıyla parlıyor. Çayhane'de onun romantik müziğiyle yakın danstayız, mesela Aldila şarkısıyla... Ve sesleniyoruz, "Sadece slow çal Kanat!.."
Çayhane, Site Sineması'nın üstündeydi. Bir yıldız daha genizden gelen sesi ve güzelliğiyle parlamaya orada başlıyor: Gönül Turgut.
La Violettera / Çiçekçi Kız şarkısı ve filmiyle güzel İspanyol Sarita Montiel yılın ünlüsüydü ki, bu esmer afetin taklitleri hemen türeyecekti. Saçını karalara boyatıp ortadan ayıran ve koluna bir sepet takan Çiçekçi Kız şovu yapmaktaydı.
Nostalji bu, özlem yani... Öyle bir şey ki: Elinizi tren camından çıkarırsınız bir rüzgâr çarpar ya, hani tutulamaz. Manzara akıp gider bir daha göremezsiniz. Zaman treni hızlı gider. Durduramazsınız... Yaşadıklarınız böyle kaybolur işte, geri gelmez özlersiniz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA