Ercan Güven "Memlekete bak" diye başlamış Milliyet'teki yazısına.. Bakmak istemiyor aslında insan..
Sporu siyasetten, sporu iktidardan ayırıp kendi kendisini yönetmesini sağlamak üzere yasalar çıkardık "Özerk" yaptık ya..
Sevsinler..
Spor Bakanı kimi isterse o başkan oluyor.. Kulüpler falan hikaye.. Öyle bir seçim düzeni kurmuşuz ki, bürokrasinin ve de ancak devlet yardımı ile yaşayan kurumların oyları başkanın, Bakan tarafından tayin edilmesine yetiyor..
Geçen yılların en başarılı federasyonuydu Voleybol.. Kız takımı tarihte ilk kez Olimpiyatlara gitmişti. Kaybetti.
En feci federasyonuydu Halter.. Madalya depomuzdu. Londra'da sıfır çektik. Hem de Halil Mutlu gibi bir efsaneye rağmen yeniden seçildi..
"Sen oyna siyaset sen oyna" diyor Ercan.. Oynuyor merak etme..
O yazının ertesi günü, Tenis Federasyonu da değişti. O bizi dünyaya duyuran Tenis Turnuvasını İstanbul'a getiren federasyon gitti..
Yerine kim geldi.. Gençlik ve Spor Genel Müdürü'nün seçimden (!) bir hafta önce medyaya "Yeni Tenis Başkanımız" diye takdim ettiği bir bürokrat.
O zaman bu "Özerklik" bu "Seçim" kandırmacıları niye..
Turgay Demirel'in ulufe gibi dağıttığı 28.5 milyonun hesabını sormaya dahi cesaret edemeyen Spor Bakanımız birbiri ardına Federasyon Başkanları atıyor.
Yaşasın demokrasi!..