Pazar günü, sevgili Erol Kaynar'la Cento Per Cento'da purolarımızı tüttürdükten sonra, "Bana müsaade" deyip eve koştum.. Pastırma yazını da geçti ya havalar.. Nasıl ılık bir güzellik ve bahçem aklımda hep.. O harikulade renk senfonisini her fırsatta yaşamam lazım, kış basmadan..
Gömüldüm koltuğuma, tam da o kızıl, sarı, yeşil cümbüşünün karşısına.. Kocaman bir mail dosyası hazırlamış Yasemin.. Onu da açtım, kahvemi yudumlarken.. En üste koymuş, Yasoş, Mithat Dağ'ın mektubunu.
"Güzel bir pazar günü Emirgan'a gitmek çok güzel bir fikirdi. Monet sergisi için bilet sırasında beklerken, 'Böyle sergileri büyüklerden çok çocuklar görmeli. Çocuklardan bilet istenmese ne güzel olurdu' diye düşünüyordum. Sıra bize geldiğinde, bir sevinç yaşadım. 12 yaşına kadar olan çocuklardan bilet alınmıyordu. Eşim ve ben, iki çocuğumuza giriş ücreti ödemedik. Teşekkürler.."
Bir ilavem var, Mithat'a.. Çarşamba günleri herkese ücretsiz sergi.. Parası, gücü olmayanlar da izlesin diye..
İnanmazsınız.. Yani birileri bazı şeyleri düzenliyor, bir yerlerde.. Tam o anda telefonum çaldı.. İnci.. Sevgili İnci Aksoy.. Ekavart Galeri'nin İncisi..
"Hıncal şu anda hissettiklerimi seninle paylaşmak için hemen aradım.. Az önce Sabancı Müzesi'ndeydim, Emirgan'da.. Şimdi de müzenin bahçesindeyim.. Salon tıklım tıklım doluydu, bahçe de öyle.. İnsanlar nasıl koşarak gelmişler.. Aileleri göreceksin.. Çocuklarıyla.. Pusette bebekler bile var, inanamazsın.. Bizim EkavartTV'de bu serginin videosu 680 bin tık alarak akıllara seza bir rekor kırdı.. Ama burda insanları kuyruklarda, bahçelerde ve salonlarda tıklım tıklım görmenin keyfi çok başka bir şey.. Sergi de olağanüstü.. İki ay evvel Paris'te bir Monet sergisine gitmiştim.. Bizdeki onu katlar.. Sabancı Müzesi'ne teşekkür yetmez" dedi.
İnci telefonu kapadı.. Aklıma Ahmet Hakan geldi..
İki gece evvel, geç vakit eve geldiğimde, "Ne var ne yok" diye haber kanallarına bakarım ya, NTV'de Yekta Kopan, Ahmet Hakan'la konuşuyordu. Daha doğrusu Ahmet Hakan, gazetelerin ve köşe yazarlarının neden Kültür Sanat'a fazla yer vermediklerini anlatıyordu..
Çünkü, kültür ve sanat popüler değildi.. Çünkü, Kültür ve sanat okunmaz, izlenmezdi. Hayretle dinledim Ahmet'i.. İçimden "Ah nasıl yanılıyorsun bir bilsen" diyerek..
Bu ülkede, ucuzu, kolayı ve bayağıyı satmanın en kolay yoludur "Efendim halk bunu istiyor" demek..
Güzel neyi verdik de almadı, bu millet Sevgili Ahmet?..
Güzeli izleyeceksin bi zahmet..
Sonra oturup güzel de yazacaksın..
Bak bakalım okumuyorlar mı?.
Ama o zor iş.. Salla masa başında, bitsin..
O zaman kabahat niye okurda?.. Niye insanımda..
Bu pazar, Sabancı Müzesi'nde, çocuklar hariç, kesilen bileti söylüyorum..
2300. Hafta sonu günlük ortalama 2 bin..
Bugüne dek sergiyi gezen biletli büyüklerin sayısı, gene toplu gelen okullar ve çocuklar hariç falan 36 bin 600.. Otuz altı bin!..
Bir Monet sergisi bu Ahmet!.. Monet ne kadar popüler bu ülkede?. Adını kaç kişi bilir, resmini kaç kişi tanır?..
Ama işte rekorlar kırıyor.. Çünkü millet haber aldı, "Güzel"i..
Devlet Tiyatrosu, Şehir Tiyatrosu oyunlarından birine git, salona bak, boş yer var mı?. Hani yok etmek istiyorlar ya..
Tiyatro neyse.. Operalar, baleler kapalı gişe oynuyorlar yıllardır bu ülkede.. Hem de sadece İstanbul'da değil.. Ankara, İzmir'de değil.. Samsun'da, Mersin'de, Van'da.. Daha kim bilir kaç yerde..
Sevgili Yekta..
O gece Ahmet Hakan ve Cem Erciyeş'i sonuna dek dinledim.. Bana bir cevap hakkı doğdu, mesleğim ve insanım adına..