Çağdaş lafı yetmez, çağın ilerisindeydi Bilgi Üniversitesi.. Yani, en başa dönüp o okulda öğrenci olmak nasıl geçerdi içimden.. Caz'a kadar harika bölümler, öğrencilere müthiş olanaklar sağlayan ve üniversite yaşamını bulunmaz bir zevk haline getiren sistem..
Sonra satıldı.. Yeni Bilgi eskinin tam tersi bir okul oldu. İleri, özel, çarpıcı bölümler kapatıldı. Sistem ve yönetimde çağdaşlığın yerini tutuculuk aldı.. Yargımız da tuz biber ekti.. Haberi okudunuz..
"Bu ülkede ifade özgürlüğü yoktur. Öyle yoktur ki, bilimsel özgürlük de yoktur" demek için yarışıyor sanki savcılarımız, bizi Avrupa Birliği önünde mahçup duruma düşürmek için.
İletişim Fakültesi Görsel İletişim Tasarım Bölümünde okuyan bir öğrenci bitirme tezi olarak giriş bölümüne "Akademik özgürlüklerin sınırının nereye kadar olduğunu göstermek amacı ile" yazdığı bir porno filmi çekmişti de haber olmuştu, üniversitenin sert tutumu aylar önce.. Unutmuştuk. Savcımız unutmamış, öğrencinin 4 yıla kadar hapsini isteyerek dava açmış, Üniversite yönetiminin ihbarını dikkate alarak.. Yönetim, tez hocalarını da suça iştirak ettikleri gerekçesiyle, okuldan kovmuş, bu arada..
Her gece, şifreli yığınla kanalda porno yayınların özgürce yapıldığı bir ülkede, üstelik ticari hiç bir amacı olmayan ve tez hocaları dışında kimseye gösterilmeyen bir bilimsel amaçlı kısa bir belgeselde suç aramayı, Bilgi Yönetimi ve davayı açan sayın Savcı, dünya kamuoyuna nasıl izah edecekler çok merak ediyorum.